NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği İstanbul’da AA muhabirlerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşme sonrası paylaştığınız mesajı gördük. Kendisinden aldığınız en önemli mesaj neydi?”
“Elbette en önemli mesaj, ikimizin de Ukrayna’yı desteklemenin ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı bu saldırgan savaşını sona erdirmenin önemi üzerinde anlaşmamız oldu. Hem Ukrayna’ya destek sağlamada hem de Ukrayna’dan tahıl ihracatını sağlayan anlaşmayı kolaylaştırmada yaptıklarından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türkiye’ye teşekkürlerimi sundum. Bu, gıda fiyatlarının düşmesine yardımcı ve başta yoksul ülkeler olmak üzere tüm dünya için önemlidir. Türkiye, bunu mümkün kılmada kilit rol oynamıştır.”
“Dün, Çanakkale’ye bir ziyarette bulundunuz. Neler hissettiniz?”
“Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la oraya giderek anıtları görmek ve savaşın tüm vahşetinin yanı sıra savaşı önleyerek barışı amaç edinmenin önemini hatırlamak büyük bir onurdu. NATO, işte tam da bu yüzden yani barışı korumak için var. Bu nedenle NATO müttefiklerinin hiçbirinin saldırıya uğramamasını sağlamak için NATO’da omuz omuza durmamız gerekiyor.”
“NATO içinde Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bitmesini değil, uzamasını, böylece Rusya’nın yıpranmasını arzu eden üyeler olabilir mi? Bu, NATO’yu nasıl etkiler? Tüm üyelerin savaşın hemen şimdi sona ermesi konusunda hemfikir olduğunu görebiliyor musunuz?”
“Elbette herkes bu savaşın bitmesini ister ancak bunun ne olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu, bir taarruz savaşı. Rusya, Putin bir diğer ülkeyi işgal ediyor. Elbette Ukrayna, Rusya’nın bu saldırılarla ele geçirdiği topraklarını yeniden almak için kendini savunma hakkına sahip. Şunu anlamalıyız ki bu savaşı Putin başlattı. Onun tercihiydi ve bu savaşı isterse yarın bitirebilir.
Aynı zamanda şunu da anlamalıyız ki Putin ve Rusya, savaşmayı bırakırsa barışa kavuşacağız. (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir) Zelenskiy ve Ukrayna savaşmayı bırakırsa Ukrayna, bağımsız bir egemen ulus olarak varlığını sona erdirecek. Dolayısıyla Ukrayna’yı desteklemek, onların kendilerini savunmalarını sağlamak gibi bir sorumluluğumuz var.
Elbette, bu savaşın bir aşamada müzakere masasında sona ereceğine inanıyorum ancak Ukrayna’nın müzakere masasında neler başarabileceğinin kesinlikle savaş alanındaki güce bağlı olduğunu da biliyoruz.
Dolayısıyla Ukrayna’nın bağımsız bir ulus olarak hüküm sürmesini istiyorsak ülkenin elini güçlendirmek ve Ukrayna için kabul edilebilir bir sonuç veya müzakere olasılığını en üst düzeye çıkarmak için Ukrayna’ya askeri destek sağlamamız gerekiyor.”
“Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılması durumunda bu ülkelerde örgütün nükleer kapasitesinin konuşlandırılması teknik olarak mümkün olacak mı? Örgüt kararlarını konsensüsle alıyor ama bir Genel Sekreter olarak sizce örgüt böyle bir konuşlandırmayı değerlendirmeye almalı mı?”
“Nükleer duruşumuzu ve konuşlandırmalarımızı değiştirme planımız yok yani bu bir mesele olmadı. NATO, bir savunma ittifakıdır. Elbette Türkiye’nin de dahil olduğu tüm NATO müttefiklerinin, Madrid’deki zirvemizde Finlandiya ve İsveç’i İttifak’a katılmaya davet etmesini memnuniyetle karşılıyorum. Ayrıca Türkiye, Finlandiya ve İsveç, ortak memorandumu kabul etti.
Ve şimdi Finlandiya ve İsveç’in terörle mücadele konusundaki güçlendirme yasalarını uygulamaya koyduğunu, Türkiye’ye silah ihracatı üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldırdığını gördük. Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in buluştuğu ve terörle mücadele konusunda, daha birçok konuda birlikte çalıştıkları kalıcı mekanizmayı, yapıyı oluşturduk. Bu nedenle haziranda imzaladığımız Katılım Protokolü’nü onaylamanın ve katılım sürecini tamamlamanın zamanının geldiğini düşünüyorum.”
“Dünya, nükleer savaş tehlikesini aklından çıkaramıyor. NATO, tüm üyelerini böylesi bir felaket senaryosundan koruyabilecek kapasiteye sahip mi?”
“NATO, tarihin en güçlü ittifakıdır. NATO, dünyanın askeri gücünün yüzde 50’sini temsil ediyor. Tabii ki tüm NATO müttefiklerini korumaya ve savunmaya hazırız. Bu, bir çatışmayı kışkırtmak için değil, çatışmayı önlemek içindir. Eğer bir müttefik saldırıya uğrarsa tüm İttifak’ın NATO’nun temel görevi olan ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ şeklinde karşılık vereceği kesinlikle açıktır. O zaman barışı koruyabilir, savaşı önleyebiliriz.
Rusya’dan gördüğümüz, pervasızca tehlikeli nükleer retoriktir. Rusya, bir nükleer savaşın kazananının olmayacağını, asla savaşılmaması gerektiğini ve Rusya için ciddi sonuçları olacağını anlamalıdır. Dolayısıyla nükleer silahların herhangi bir şekilde kullanılması, Rusya’nın olmasını kesinlikle engellemesi gereken bir şeydir.”
“Putin’in açıklamalarına rağmen Rusya’nın Ukrayna’da nükleer silah kullanma ihtimali size göre halen yüksek mi?”
“(Rusya’nın) Herhangi bir nükleer silah kullanma olasılığı halen düşük ama aynı zamanda sonuçlar da çok büyük ve yıkıcı. Bu yüzden riski ciddiye almamız gerekiyor. Rusya’nın yaptıklarını yakından takip etmemizin nedeni de bu. Şimdiye kadar nükleer duruşlarında herhangi bir değişiklik görmedik ama biz izlemeye devam edeceğiz ve teyakkuzdayız çünkü Rusya’nın Ukrayna’da nükleer silah kullanmasını engellememiz gerekiyor.”
“NATO’nun Ukrayna’ya güvenli iletişim, insansız çalışan sistemler ve yakıt gibi yardımlar sağladığı biliniyor. Size göre artık bu yardımların niteliği artık ağır silahlara dönüşmeli mi? Bu yönde üyelerinizden güçlü bir talep var mı?”
“NATO müttefikleri ve NATO, (Ukrayna’ya) birçok farklı türde destek sağlıyor. Ayrıca yakıt, kışlık giysiler, iletişim sistemleri gibi ölümcül olmayan destekler de büyük önem taşıyor ama tabii ki öldürücü silahlar ve ağır silahlar da önemli. NATO müttefiklerinin de Ukrayna’ya ağır ve modern silahlar, zırhlı araçlar, uzun menzilli toplar ve uzun menzilli sistemler sağlamasını da memnuniyetle karşılıyorum.
Bu ikmaller, modern silah sistemleri de her geçen gün savaş alanında fark yaratıyor. Ukrayna ordusunun savaş alanında kazandığı zaferler, elbette her gün sergiledikleri yiğitlikleriyle, cesaretleriyle Ukraynalı askerlere aittir ancak elbette NATO müttefiklerinden ve ortaklarından aldıkları destek geri püskürtmelerini, topraklarını geri almalarını ve savaştaki ivmeyi korumalarını mümkün kıldı.”