Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kanserde kişiye özel tedavi daha başarılı sonuç veriyor

Prof. Dr. Demiray, tıp dünyasının yavaş yavaş moleküler analiz temelli tedavilere geçtiğini söyledi…

Bu haberin fotoğrafı yok

Bursa Medicana Hastanesi’nde seminer veren Demiray, ‘Her insan benzersizdir. Tümörler de benzersizdir. Öyleyse her kanser hastasına aynı tedavi uygulamak doğru değil. Bazen ne yapacağınızı değil, yapmayacağınızı bilmek daha önemli olabilir’ diye konuştu.

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Profesör Dr. #Mutlu Demiray, kanser tedavisinde tümörlerin moleküler analiz sonrası kişiye özel yöntemlerle tedavi edilmesinin daha iyi sonuçlar verdiğini söyledi. Demiray, günümüz tıp dünyasının herkese aynı tedaviyi uygulayan klasik yöntemleri yavaş yavaş terk ettiğini de bildirdi.

Bursa Medicana Hastanesi’nde düzenlenen seminerde, kişiye özgü kanser tedavi uygulamaları konusu anlatıldı. Oturum başkanlığını Medicana Bursa Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Nilüfer Avcı’nın yaptığı  ‘Vaka örnekleri ile kapsamlı genomik profillerin klinikte pratik uygulamaları’ konulu seminere konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Mutlu Demiray, gelişen teknolojiyle birlikte herkese aynı kimyasal tedavi(kemoterapi) devrinin sona erdiğini söyledi. Türkiye’de ilk kişiye özel kanser tedavi merkezini hayata geçiren Demiray, moleküler analize dayalı kişiye özel tedavi yönteminin ne olduğunu, neden uygulanması gerektiğini detaylı şekilde örneklerle açıkladı. Demiray, hassas onkoloji olarak tanımladığı yeni yöntemin klasik yönteme göre daha başarı olduğunu açıklayarak, moleküler Biyoloji Uzmanı Eylül Özgü ile birlikte 8 yıldır sürdürülen klinik çalışmaların sonuçlarını, doktorlar, hemşireler ve sağlık personelinden oluşan katılımcılarla paylaştı.

8 YILDA BİN 200 HASTAYA, YENİ TEDAVİ UYGULANDI..

Kişiye özel tedavi merkezlerinde 8 yılda bin 200 ulusal ve uluslararası hastaya genomik profilleme tabanlı tedavi yöntemi uyguladıklarını ve hassas onkolojinin öncüsü olduklarını dile getiren Prof. Dr. Mutlu Demiray, teknolojinin gelişmesiyle herkese aynı tedavi yönteminin son erdiğini söyledi. Yeni yöntemin çıkış noktasını, ‘Her insanın benzersiz olduğu gibi tümörlerin de benzersiz olduğu ve kişiye özel bilgiler içerdiği’ fikrinin oluşturduğunu anlatan Demiray, şöyle konuştu:

‘Tümör dokusunu moleküler düzeyde analiz ederek  tümör biyolojisindeki değişimleri tespit ediyoruz.  Sonrasında bu değişimlere yönelik kişiye özel tedavi tasarlıyoruz. Günümüz dünyasında kanser tedavilerinde, organ temelli, klasik yaklaşımlı tedavi yöntemlerinin yerini, moleküler analiz temelli tedavi yöntemleri almaya başladı.  Bugün artık, her meme kanserinin aynı olmadığını biliyoruz. Ama klasik yaklaşımda (Meme memedir ve her meme kanseri aynı şekilde tedavi edilmelidir) anlayışı hakim.  Oysaki Japonya’da yaşayan meme kanserine yakalanmış bir kadın ile Afrika’da yaşayan bir kadının meme kanseri aynı olamaz. Öyleyse tedavi yöntemleri de aynı olamaz.  Bunun için moleküler analiz ve değerlendirme yapılmalıdır. Kanserler orijin (şekil)  aldıkları organlara göre değil moleküler özelliklerine göre tedavi edilmelidir’

KAPSAMLI GENOMİK PROFİLLEME YAPILIYOR

Prof. Dr. Mutlu Demiray, yeni tedavi yönteminde sürecin nasıl işlediğini de anlatarak,  kişiye özel kanser tedavisinin gerçeğe dönüştürülmesinde ilk adımın kapsamlı genomik profilleme (CGP) çalışmasından geçtiğini açıkladı. Genomik profilleme sonuçlarının değerlendirilmesi içinde ayrı ve hassas bir çalışma gerektiğine vurgu yapan Demiray, sonuçların en iyi yorumu için preklinik bir bilimsel yaklaşıma ve tümör konseylerinin ayrılmaz bir parçasını oluşturan kanser biyologlarına ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.  Demiray,  bu yaklaşımı gözeterek merkezlerinde doktora seviyesinde eğitimi olan klinik kanser biyologları istihdam ettiklerini ve kanser hastalarının moleküler sonuçlarını birlikte değerlendirdiklerini dile getirdi.

TÜMÖRÜN BİYOLOJİK YAPISINI BİLMELİYİZ..

Genomik testler sonucunda tümörün biyolojik yapısını tanıyarak hasta için sistemik tedavi yöntemleri planladıklarını ifade eden Prof. Dr. Demiray,  ‘Bazen ne yapmayacağını bilmek, ne yapacağınızı bilmekten daha önemli olabilir.  Bir tümörün moleküler haritası, bir ormandaki habitata çok benzer. Bu habitatın özelliklerini anlamak için hayvanlar ve bitkiler arasındaki ilişkileri çözümlememiz gerekir. Ormandaki gizemleri bilmeden bu habitata yapılacak herhangi bir müdahale felaketle sonuçlanabilir. Benzer yaklaşımla, tümördeki moleküler değişiklikleri çözümlemeden yapılacak bir tedavi başarısızlıkla sonuçlanacaktır’ diye konuştu.

CGP KANSERLE SAVAŞTA EN GÜÇLYÜ SİLAHIMIZ..

Sun Tzu’nun Savaş Sanatı kitabından alıntı yaparak yeni tedavi yöntemine gönderme yapan Demiray, ‘Muzaffer savaşçılar önce kazanır sonra savaşa girerler, mağlup savaşçılar ise önce savaşa gider sonra kazanmaya çalışır.  Kanser savaşçıları olarak biz de CGP ile muharebe alanını kontrol etmemiz, ona göre strateji oluşturmamız, ardından hedefe dayalı güçlü silahlarla sahaya çıkmamız büyük önem taşıyor’ şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Mutlu Demiray ve Moleküler Biyoloji Uzmanı Eylül Özgü, seminerin sonunda katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.