Çavuşoğlu, İstanbul’da “Geleceği Şekillendirmek: Belirsizlikler, Gerçekler ve Fırsatlar” temasıyla düzenlenen TRT World Forum 2022 kapsamında “Çatışma Çözümü ve Barış İnşası: Küresel Liderliğin Geleceğini Şekillendirmek” başlıklı oturuma hitap etti.
Çatışmanın insan ilişkilerinin bir gerçeği ve uluslararası ilişkilerin yanı sıra toplumların da ayrılmaz bir parçası olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, kısa bir sükunet ve rahatlama döneminin ardından uluslararası ilişkilere yeniden çatışmaların hakim olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, bu sınama zamanlarını geride bırakmak için çözüm ve arabuluculuk yeteneklerine ihtiyaçlarının olduğuna dikkati çekti.
Anlaşmazlıkları ele alırken iki geniş terim kullandıklarını ifade eden Çavuşoğlu, bunların “çatışma yönetimi” ve “çatışma çözümü” olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, çoğu insanın bu terimleri özdeş kavramlar olarak kullandığını ancak aslında aralarında felsefi bir fark olduğunu belirterek ilk ekolün çatışmaların çözülemeyeceğini, yalnızca yönetilebileceğini varsaydığını dile getirdi.
Bakan Çavuşoğlu, çatışma yönetimi kavramının daha çok krizlerin etkilerini kontrol altına almaya odaklandığını ve gerilimin azaltılmasıyla ilgili olduğunu belirtti.
İkinci ekolün ise çatışmaların çözülebileceğine inandığını vurgulayan Çavuşoğlu, semptomlardan ziyade temel nedenlere odaklandığını söyledi.
Çavuşoğlu, ilk ekolün “kısa vadeli hedeflere” odaklandığını, ikincisinin de çatışmaların nasıl çözüleceği veya önleneceği konusunda uzun vadeli bir kaygıya sahip olduğunu ifade etti.
“Kriz çağındayız”
Kurallara dayalı bir düzenin yokluğunda giderek kaotik küresel bir manzaraya tanık olduklarına işaret eden Çavuşoğlu, “Kriz çağındayız. Bu sistemik değişim döneminde çatışmalar da dönüşüyor. Teknolojik gelişmeler ve küreselleşme ile çatışmalar daha karmaşık, çok katmanlı ve yaygın hale geldi.” dedi.
Çavuşoğlu, tarafların, sorunların, tepkilerin ve çatışma araçlarının değiştiğini belirterek klasik savaşlarla, vekalet savaşlarıyla, iç çekişmelerle, asimetrik ve hibrit savaşlarla aynı anda karşı karşıya olduklarını dile getirdi.
Barışı tehdit etmeye devam eden çeşitli donmuş çatışmaların olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, aslında bunların çatışmanın kendisi değil, çözümü dondurulmuş çatışmalar olduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, çatışan tarafların yaptırımlardan ticarete, dijital platformlardan enerji ve gıda kaynaklarına erişime kadar her şeyi silah haline getirdiğini belirterek “çatışma yönetimi” ve “çatışma çözümü” yaklaşımları arasında, çatışma çözümüne yönelik kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaçları olduğunu söyledi.
Etkili bir çatışma çözümü için kök nedenlere odaklanmak, diyalog kurmak, güveni yeniden inşa etmek, liderlik sergilemek, risk almak ve harekete geçmek, yenilikçi yöntemlere sahip olmak, alet çantasını güncellemek ve akademik toplum ile uygulayıcıların gücünü birleştirmek gerektiğini aktaran Çavuşoğlu, bugünün zorluklarının çok taraflı ortaklıkları gerektirdiğine vurgu yaptı.
Çavuşoğlu, İstanbul Tahıl Anlaşması’nda Birleşmiş Milletler (BM)-Türkiye ortaklığının, dünyayı ciddi bir gıda krizinden kurtaran bir örnek olduğunu söyledi.
“Rusya-Ukrayna savaşındaki çabalarımız yakın dönem örnekleridir”
Bakan Çavuşoğlu, “Coğrafya kaderdir. Coğrafyamız bize her zaman tetikte olmayı ve çeşitli çatışmaların etkilerine karşı hazırlıklı olmayı öğretti. Böylece dirençli bir toplum olduk. Ne olursa olsun düşmeyiz, yolumuza devam ederiz.” dedi.
Donmuş olanlar da dahil olmak üzere “küresel ihtilafların yüzde 60’ıyla çevrili olan Türkiye’nin”, arabuluculuğun ve ihtilaf çözümünün değerini de bildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, bu nedenle barış arabuluculuğuna büyük yatırım yaptıklarını, BM, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve İslam İşbirliği Teşkilatında (İİT) 3 farklı Arabuluculuk Dostları Grubuna eş başkanlık eden tek ülke olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, İstanbul Arabuluculuk Konferansları’nın dünyanın dört bir yanından arabuluculuk uygulayıcılarını bir araya getiren en büyük yıllık küresel etkinlik olduğunu belirterek Dışişleri Bakanlığında da çeşitli ülkelerden geleceğin arabulucularını yetiştirdiklerini kaydetti.
Türkiye’nin Somali’den Venezuela’ya, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar kolaylaştırıcı veya arabulucu olarak yüksek profili koruduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Rusya-Ukrayna savaşındaki çabalarımız yakın dönem örnekleridir. Tecrübelerimize göre, başarılı bir arabuluculuk çabasının merkezinde güven ve liderlik yatıyor.” dedi.
Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’ın diplomasi liderliği olmasaydı, tahıl anlaşmasının uzatılması veya esir takası mümkün olmazdı.” ifadesini kullandı.
“Tarafları kazan-kazan formüllerine teşvik etmeliyiz”
Çatışmaların sebepleri hakkında iki ana görüş olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, bunlardan birisinin çatışmaları “kaynakların kıtlığı” ve “güç ilişkileriyle” ilişkilendirdiğini aktardı.
Çavuşoğlu, bu görüşe göre, tarafların sınırlı bir kaynağı kontrol etmeye çalışmaları nedeniyle çatışmanın kaçınılmaz olduğunu söyledi.
İkinci yaklaşımın ise çatışmaların nedenini “algılarda bulduğunu” kaydeden Çavuşoğlu, bu görüşe göre de tarafların, amaçlarına aynı anda ulaşılamayacağına inandıklarını ifade etti.
Bu tür çatışmaları ele almanın daha kolay olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Arabulucunun başarısı, tarafları uyuşmazlıklarının somut meselelerden çok algılarla ilgili olduğuna ikna etmesine bağlıdır. Biz de bu şekilde hareket etmeliyiz. Akıllı ve sonuç odaklı yaklaşımlara ihtiyacımız var. Tarafları kazan-kazan formüllerine teşvik etmeliyiz. Ayrıca çok çalışmalı ve yangınları kontrolden çıkmadan söndürmeliyiz.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, “Bu zorluklar karşısında eylemsiz durmayı göze alamayız. Bunun için de liderliğe ve cesarete ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.