Bozdağ, Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen “10. Yılında Türk Borçlar Kanunu Çalıştayı”nda yaptığı konuşmada, çalıştayın, 10 yıllık uygulamanın ortaya çıkardığı birikim, akademisyenlerin bunun üzerinde yaptığı çalışmalar ve dünyadaki, ülkedeki gelişmeler çerçevesinde bakanlığın uygulayacağı yeni politikaların ortaya konulmasında, bu alanda düzenleme yapmalarında kendilerine önemli rehber oluşturacağını söyledi.
Türk hukuk sisteminin Cumhuriyet döneminde çok büyük gelişmeleri ortaya koyduğunu anımsatan Bozdağ, başlangıçta tercüme veya başka yerlerden iktisapla aktarılan hukuktan bugün kendi hukukunu yazan, kuran ve dünyaya da örnek olan, pek çok ülkenin hukuk literatürünün, kanun metinlerinin oluşmasında danışmanlık yapan bir düzeye Türkiye’nin, hukuk camiasının ve bilim insanlarının geldiğini ifade etti.
Bazı ülkelerin anayasaları veya yasalarıyla ilgili yapılacak çalışmalar için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, Türkiye’den bilim insanları talep ettiklerine, Türkiye’nin bu konuda da pek çok ülkeye danışmanlık yapan bir ülke haline geldiğine dikkati çeken Bozdağ, “Ben inanıyorum ki önümüzdeki zaman ve Türkiye Yüzyılı dediğimiz Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı içerisinde Türk Hukuk Sistemi kendi içinde daha güçlenerek, yenilenerek devam edeceği gibi dünyanın pek çok ülkesine örnek olacaktır. Türkiye’de ne kadar farklı eleştiriler olsa da bizim gidişatımızın iyi yönde olduğunu görüyoruz. Türkiye bu anlamda dünyaya pek çok alanda olduğu gibi farklı katkılarını sunmaya devam edecektir.” diye konuştu.
– İş dünyasına çağrı
Bakan Bozdağ, Türkiye’nin elde ettiği bu mesafeyi değerlendirirken, borçlar, ticaret ve diğer kanunlarla ilgili iş dünyasının ve iş insanlarının ilişkilerine değinmekte fayda gördüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
“Türkiye’de pek çok hukuksal ihtilafa baktığımızda, eğer iş dünyamız ve iş insanlarımız bunlarla ilgili süreçlerde bizim borçlar yasamız ve diğer yasalarımız, onların öngördüğü usul ve esaslara riayet ederek işleri yürüttüğü zaman pek çok ihtilafın daha doğmadan önleneceği çok açıktır. Ama maalesef itiraf etmek zorundayım, yatırım ortamının iyileştirilmesi maksadıyla yapılan pek çok toplantıda şu dile getiriliyor; ‘Efendim, bazı durumlarda, bazı şirketlerin kanunen avukat bulundurma zorunluluğu var. Bu kanunen avukat bulundurma zorunluluğunu kaldırırsanız, Türkiye’de yatırım ortamı daha da iyileşir’ diyen, hem de az buz değil yani STK temsilcileri ve iş dünyasının saygın örgütlerinin önerileri var.
Üzülerek ifade ediyoruz, yatırım ortamını iyileştirecek şey avukat bulundurmak zorunluluğunu kaldırmak değil, herkesin hukuka, kanuna uygun hareket edeceği zemini kendinin oluşturmasıdır. Eğer bugün ekonomide ve başka alanlarda bizden ileride ve farklı alanlarda üstünlük içinde olan ülkeler varsa bunun ana nedenlerinden biri hukuka ve hukuka uygunluğa verdikleri değerden kaynaklanıyor.”
Bozdağ, Türkiye’nin Avrupa ve Amerika standartlarında daha güçlü bir ticari hayatı ortaya koyması için ticari alanda, sözleşme hürriyeti ve sözleşmeyle ilgili iş ve istihdam üreten herkesin ve her kesimin, kendi ticareti, işi için önemli olan esaslar kadar hukuka önem vermesi ve hukukçulara da değer vermesinin son derece kıymetli olduğunun altını çizdi.
New York’taki Türk Evi’nin inşası başlamadan önce incelemek için gittiğinde orada bir arsaya inşaat yapılmadan gayrimenkulün bu işe uygun olup olmadığı, üzerinde haciz veya inşaat bittiğinde yargıya intikal edebilecek ihtilaf ve sınırlamaların incelenmesi için avukat ihalesi yapıldığını gördüğünü anlatan Bozdağ, Türkiye’de ise hukuki ihtilafların olduğu arsalarda kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak başlatılan süreçlerde iskan izni alınamadığı için vatandaşların mağdur olduğunu dile getirdi.
Bakan Bozdağ, bu sebeple bir arsaya inşaat yapılmadan önce uygunluğunun araştırılması ve hukuksal ihtilaf varsa giderilmesi gerektiğini, böylece hem yargının iş yükünün azalacağını hem de vatandaşların mağduriyetinin önemli ölçüde giderileceğini belirtti.
– “Türkiye, hukuk ihtilaflarının önemli bir kısmını ara buluculukla çözmenin yolunu arayacak”
Adalet Bakanı Bozdağ, gelecek günlerde hukuk sistemi içerisinde yeni düzenlemeleri hayata geçirme konusunda kararlı olduklarını vurgulayarak, çalıştayın Türk Borçlar Kanunu ve uygulaması bakımından yol göstereceğini, çıktıları üzerinden kendi eksiklerini ve uygulayıcıların sıkıntılarını görüp daha iyi çözümleri hayata geçirme konusunda kendilerini cesaretlendireceğini aktardı.
Türkiye’nin hukuk birikiminin, yargının tecrübesinin bugün pek çok sorunu aşacak güçte olduğunun altını çizen Bozdağ, “Türkiye hukuk birikimiyle bir yandan tecrübesiyle gerçekten çok iyi bir noktadadır. Ben bu birikimden ve tecrübeden en üst düzeyde istifade konusunda arkadaşlarımla beraber çalışıyorum. Bundan sonra da istifade ederek yolumuzu bulmaya ve bu yoldan dosdoğru yürümeye inşallah devam edeceğiz.” sözlerini sarf etti.
Her alanda alternatif çözüm yollarını hukuk sistemine kazandırdıklarını hatırlatan Bozdağ, özellikle hukuk alanında ara buluculuk dışında ne yapılabileceği ve ara buluculuğun kapsamının genişletilebilmesi konuları üzerinde daha fazla kafa yoracaklarını, vatandaşları hakim karşısına çıkarmadan, uzlaşmayla sorunlarının çözülmesi bakımından bu alanın da önemli olduğunu vurguladı.
Bozdağ, ideolojik arka plan üzerinden karşı çıkanlar olduğu için Türkiye’de ara buluculuğun dar kapsamlı başladığını ama fayda görüldükçe kapsamın ağır ağır genişletildiğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün geldiğimiz noktada ara buluculuğun kapsamının daha da çok genişletilmesi konusunda yoğun bir taleple karşı karşıyayız. Önümüzdeki yıllar içerisinde Türkiye, inanıyorum ki adım adım hukuk ihtilaflarının önemli bir kısmını ara buluculukla çözmenin yolunu arayacak ve bu konuda yasal değişiklikleri yapacaktır. Önümüzdeki 7. Yargı Paketi içerisinde bu konuda bir adım daha atıyoruz. Bir yandan kira alacaklarını bir yandan kat mülkiyetinden doğan ihtilafları diğer yandan komşuluk hukukundan kaynaklı ihtilafları diğer taraftan ortaklığın giderilmesini, bir başka menfi tespit ve itirazın iptali gibi konuları ara buluculuğun kapsamına alıyor ve ara buluculuğun kapsamını biraz daha genişletiyoruz. Seçimden sonra da bu alanda yeni adımlar atacağımızı da buradan ayrıca ifade etmek isterim.”
– “Ara buluculukla ilgili yeni bir denetim düzeni getireceğiz”
Davalardaki ara buluculuk oranlarına ilişkin verileri paylaşan Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu:
“Bugün iş davalarında zorunlu ara buluculuk var, başarı oranı yüzde 59, düşük. Ticari davalarda ara buluculuk var, başarı oranı yüzde 51, burada da düşük. Bunun neden düşük olduğu konusu üzerinde duruyoruz. Ama ihtiyari ara buluculuğa baktığımızda başarı oranı çok yüksek, yani yüzde 90’lara varan bir başarı oranıyla karşı karşıyayız.
Bu noktada ara buluculuğun benimsenmesi veya benimsenmemesiyle ilgili de bir sorun olduğunu görüyoruz. Ama zaman içerisinde iş uyuşmazlıklarında ara buluculuğun başarısının yüzde 59’da kalması hususu üzerinde duruyoruz. Ticari davalarda da duruyor ve buradaki aksaklıkları gidermek için de bir dizi düzenleme yapmaya karar verdik. Bu aksaklıkları giderecek ve bundan sonra ara buluculuğun başarısını daha da arttırmak için yeni adımlar atacağız. Çünkü buna ihtiyaç olduğunu görüyoruz.”
Bakan Bozdağ, ara buluculuğu istismar edenlere yönelik de bir adım atacaklarını belirterek, “Farklı farklı yöntemlerle bunu kötüye kullananlar var. O kötüye kullananları da özellikle iş uyuşmazlıklarında ortadan kaldıracağız. Ara buluculukla ilgili bundan sonraki süreçte yeni bir denetim düzeni getireceğiz. Herkesin her yerde ara buluculuk işlemleri, görüşmeleri yapmasını ortadan kaldıracağız. Disiplin hükümlerini de ara bulucularla ilgili ayrıca koyacağız. Onlara ilişkin ayrı bir düzenlemeyi de hayatımızın bir parçası haline getireceğiz.” dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ ve Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca, açılış konuşmalarının ardından çalıştaya destek veren akademisyenlere plaket takdim etti. Açılış programı, toplu fotoğraf çekilmesiyle sona erdi.
Açılışın ardından çalıştayın öğleden sonraki oturumunda, “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 10 Yıllık Uygulamasının Genel Değerlendirmesi” konusu ele alınacak.
Çalıştay, yarın düzenlenecek “Genel hükümler ve haksız fiil sorumluluğu”, “Satış, eser ve kat karşılığı inşaat sözleşmeleri”, “Kira sözleşmesi”, “Özel hukuk sözleşmeleri ve vekaletsiz iş görme” konularının tartışılacağı eş zamanlı grup çalışmaları ve grupların sunumlarının ardından sona erecek.