Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Nihat Zeybekçi Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Denizli STK Buluşmaları'nda yaptığı konuşmada, kültürüyle ve tarihi zenginliğiyle birlikte artık Türkiye'nin, sanayi ve ticaretiyle güçlü bir ülke haline geldiğini söyledi.
Dış politikayı girişimci ve insani dış politika olarak tanımladıklarını belirten Çavuşoğlu, "Bu girişimcilik aslında gerek sivil toplum örgütlerimizin, gerek iş dünyamızın girişimciliğinden ilham aldığımız dış politika, bu politika da uyarladığımız bir girişimciliktir. Ve küresel gelişmeler karşısında girişimci olmamız lazım. Faal olmamız lazım. Yoğun tempo yürütmemiz lazım. Çünkü küresel sistemin yetersizliğini her yerde vurguluyoruz. Bu sistemin, küresel sistemin sorunları çözmesini beklersek yanılırız. Biz bir taraftan uluslararası sistemin reforme edilmesini savunurken ve nasıl rekabet edileceğine dair fikirler ortaya koyarken Cumhurbaşkanımızın liderliğinde diğer taraftan da faal bir dış politika izliyoruz ve sorunların çözümüne katkı sağlıyoruz." ifadesini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, dünyanın her yerinde dengeli dış politika izlemeye çalıştıklarını anlatarak, "Ekonomik çıkarlarımız neredeyse oralara gitmek istiyoruz. Krizlerin etkisini en aza indirmeye çalışırken, elbette her kriz fırsatlarıyla beraber de geliyor. O fırsatlardan özel sektörümüzde, sivil toplum örgütlerimizde yani tüm topyekun olarak nasıl istifade edebiliriz? Yine bu kendi bölgemizdeki ülkelerle de iş birliği yaparak bunlardan faydalanmaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Son bir haftadır yurt dışında sürekli temaslarda bulunduklarını hatırlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şanghay İşbirliği Teşkilatı'na gittik. Şanghay İşbirliği Teşkilatı'nda diyalog ortaklığı statümüz var, davet edildik. Orada üyelik konusunda da davetler geldi. Dünya ve özellikle Batı'da tedirginlik oluştu. Hemen akıllarına soru işaretleri geliyor. Ama şunu söylemek isterim; 53 yıldır Avrupa Birliğinin kapısında bekletilen bir ülkeyiz. Yani Avrupalılar şunu söylüyor; özellikle Avrupa Birliği, 'Ne içeriye gir ne de kapımdan uzaklaş'. Artık yani buna tahammül eden bir ülke yok. Bizim çıkarlarımıza da ters. Aslında izlediğimiz politika, işte Ukrayna-Rusya Savaşı'nda da bu dengeli politikanın faydasını görüyoruz. Hem Rusya'yla hem de Ukrayna'yla bu anlamda konuşabilen başka bir NATO üyesi ülke de yok, başka Avrupa'da da bir ülkede yok. Yani görüşmek isteyenlerin de böyle bir kapasitesi yok. Dolayısıyla bizim diğer bölgelerle de olan ilişkilerimiz aslında kimsenin zararına değil. Ve biz bu dengeli politikamızı girişimci ve insani anlayışla inşallah devam ettireceğiz."