Bakan Kurum: Şu anda yaşadığımız kuraklık meteorolojik bir kuraklıktır

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kuraklık ve susuzluk tehlikesinin adeta kapıya dayandığını belirterek, şu anda yaşanan kuraklığın, meteorolojik bir kuraklık olduğunu bildirdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara Genç İş İnsanları Derneği (ANGİAD) tarafından Bilkent Otel’de düzenlenen, “Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi”nde konuştu.

İklim değişikliğinden kaynaklanan afetlerin her geçen gün etkisini ve şiddetini artırarak, dünyayı biraz daha yaşanmaz hale getirdiğini anlatan Bakan Kurum, birçok çevresel, sosyal ve ekonomik soruna yol açan bir iklim değişikliğinin çok yönlü ve küresel bir sorun olduğuna işaret etti.

Kurum, “Kuraklık ve susuzluk tehlikesi adeta kapımıza dayandı. Doğal alanlarımızda yine göllerimizde akarsularımızda, şehirlerimizde kuraklığı net bir şekilde hissediyoruz.” dedi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerini paylaşan Kurum, “Kuraklık aslında meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik kuraklık olarak üçe ayrılıyor ve şu anda yaşadığımız kuraklık meteorolojik bir kuraklıktır. En son 2008 yılında böyle bir kuraklıkla karşı karşıya kaldık ve bu kuraklık neticesinde su kaynaklarımızda ciddi oranla azalma yaşandı. Tarım maliyetlerinde ve üretimde hem girdiler hem de maliyetleri artıran, belki önümüzdeki süreçte bu suları dahi bulamayacağımız bir endişeye de hepimizi sevk ediyor.” diye konuştu.

Kuraklıkla birlikte doğal dengenin bozulduğunu, bitki ve hayvan türlerinin yok olma tehdidiyle karşı karşıya kaldığını anlatan Kurum, Sanayi Devrimi ile başlayan gelişmiş ülkelerin hoyratça yaşama anlayışının insanlığın da dünyanın da sonunu hazırladığını aktardı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bugün dünyanın 1, 2 derece ısındığını ve tüm çabanın 1,5 derecede bunu sabit tutmak olduğunu vurgulayarak, 1,5 dereceyi de yakalamanın zor gözüktüğünü söyledi.

Kurum, İklim Şurasında alınan kararların, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rehber olacağını vurguladı.

İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yenilenebilir enerji yatırımlarının da önemine işaret eden Kurum, bu kapsamda, atıl, tarıma elverişsiz 300 milyon metrekare arazinin rüzgar ve güneş enerjisi santralleri için kullanılmasını sağladıklarını anlattı.

Murat Kurum, şehrin içindeki sanayi alanlarının şehrin dışına çıkarılmasının önemine de vurgu yaparak, “Bu kapsamda, İlk İşyerim Projesi’yle birlikte daha önce yapmış olduğumuz sanayi sitelerine yenilerini ekliyoruz. Türkiye çapında 50 bin sanayi sitesinin inşasını gerçekleştireceğiz.” dedi.

“Sanayide büyük bir dönüşüm sürecini hep birlikte başlattık”

Ulusal Emisyon Ticaret Sisteminin pilot uygulamasını da 2024’te uygulamaya başlayacaklarını aktaran Kurum, adaletli bir büyüme stratejisiyle ülke sanayisinin temiz yatırım ve üretim süreçlerine destek olacaklarını belirtti.

Bakan Kurum, gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde iklim değişikliği kapsamında yapılan düzenlemelerle sanayide büyük bir dönüşüm sürecini hep birlikte başlattıklarını kaydetti.

Türkiye olarak iklim değişikliğine uyum kapsamında sanayide ortaya çıkabilecek doğrudan üretimi ve rekabet gücünü de olumsuz yönde etkileyecek unsurlara karşı önlemler alındığını dile getiren Kurum, “Bu çerçevede sanayi alanlarının şehrin dışına çıkarılması, yeni sitelerimizin yine bu alanlarda hem iklim değişikliğine uyum kapsamında hem afetlere tedbir kapsamında taşıyarak, dönüştürüyoruz.” dedi.

“Tüm organize sanayi bölgelerini, Yeşil OSB’ye dönüştürmeyi hedefliyoruz”

Murat Kurum, tüm sanayi bölgelerini sıfır atığı merkeze alan bir anlayışla, yeşil kalkınma hedefine, net sıfır emisyon hedefine uygun şekilde geliştirmeyi amaçladıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Sanayide yeşil dönüşümün en önemli adımlarından birini atarak sadece 2022 yılında 2,8 milyon ton atığın alternatif hammadde olarak sanayide kullanımını sağladık ve atıkların geri dönüşümüyle birlikte hem doğamızı koruduk hem de milletimizin ekonomisine katkı sağladık. Sanayi sitelerimizin iklim ve çevre dostu üretim yapmalarını teşvik ederek, üniversitelerimizde İklim Dostu Yeşil Kampüslerimiz ile iklim elçilerimizle kurumlarımızla, tüm organize sanayi bölgelerini, Yeşil OSB’ye dönüştürmeyi hedefliyoruz.”

Enerji ve kaynak verimliliği ile sıfır atık prensibini gösteren her tesise de Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi vereceklerini dile getiren Bakan Kurum, “Bu belgeyi almaya hak kazanan sanayi tesislerimiz, üreticilerimiz bizim o uluslararası mutabakatlar çerçevesinde elde ettiğimiz 3 milyar 158 milyon dolarlık finansmandan faydalanacaklar. İklim Kanunu’yla birlikte çıkaracağımız teşviklerden faydalanacaklar ve bu sayede hem çevresel iyileştirmenin yanı sıra ülkemiz sanayisinin üretimini dünya standartlarına çıkaracak, ihracat pazarında da eşit şartlarda rekabet gücüne erişmesini ve piyasalarda yüksek payla yer almasını sağlayacağız.” diye konuştu.

Türkiye’nin 50 yılına ilişkin bir vizyonu ortaya koyduklarını vurgulayan Kurum, “İklim değişikliği ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimiz adımları hep birlikte atacağız ve Cumhurbaşkanımızın açıklamış olduğu Türkiye Yüzyılı’nı, verimliliğin yüzyılını, sürdürülebilirliğin yüzyılını ve sıfır atığın yüzyılını birlikte inşa edeceğiz.” değerlendirmesini yaptı.

Kurum, Zirve’de ele alınacak tüm konuların Türkiye’nin yeşil kalkınmasına ve 2053 hedefine hizmet etmesi temennisinde bulundu.

Exit mobile version