Kurum, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da katılımıyla Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenlenen, TÜBİTAK Temiz Enerji İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsü Tanıtımı ve İş Birliği Protokolü İmza Töreni’nde, su, toprak ve havanın derin bir değişime uğradığını söyledi.
Şehirlerin, sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel gibi şiddeti her geçen gün artan afetlerle karşı karşıya kaldığını, her yıl dünyadaki her 20 böcek ve omurgalı türden birinin yok olduğunu dile getiren Kurum, “Bu ekosistemler azaldıkça, toprağımız daha da kuruyacak, tarım ürünlerimiz azalacak, havamız solunmaz bir hale gelecek. Son 3 yılda, iklim krizinin olumsuz etkilerini neredeyse her 6 ayda yeni bir afetle yaşadık. Sinop, Kastamonu, Bartın, Giresun, Rize ve Trabzon’da seller, Antalya ve Muğla’da ise büyük yangınlar yaşadık, canlarımızı yitirdik. Konyamızda, kuraklık ve yer altı sularının çekilmesi nedeniyle oluşan obrukların sayısı 2500’ü aştı. Konyamız, göllerini ve suyunu tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bu anlamda enstitümüzün Konyamızda kuruluyor olması çok anlamlı, çok değerli, çok kıymetli bir adım olmuştur.” diye konuştu.
Kurum, dünyada su savaşlarının konuşulduğu dönemde,Türkiye’nin su stresi yaşayan bir ülke olarak atık suların geri dönüşümü ve yeniden kullanımı konusunda çalışma yaptığını ifade etti.
Bu kapsamda 2002’de 145 olan atık su arıtma tesisinin, bugün 1185 olduğunu, 2018’de yüzde 1,2 olan arıtılmış atık suyun yeniden kullanım oranını 2022 sonu itibarıyla yüzde 4,75’e çıkardıklarını anlatan Kurum, şunları kaydetti:
“2030 yılında bu oranı yüzde 15’e hep birlikte, daha çok çalışarak çıkaracağız. Ülkemizin yeşil mirasını korumak adına, korunan alan miktarımızı yüzde 9,6’dan 12,63’e çıkardık. Bu oranı, 2030 yılında, OECD ortalaması olan yüzde 17’ye ve daha da üzerine çıkaracağız. İşte millet bahçelerimiz. Bugün tüm Türkiye’de şehirlerimizin yeşil dönüşümünü hızlandıracak tam 476 millet bahçesi kuruyoruz. Sıfır emisyon üreten, çevreyi kirletmeyen yerli ve milli otomobilimiz TOGG’un ihtiyaç duyduğu teknolojik altyapı, şarj istasyonları, otopark sistemleri ve simülasyon ortamlarını inşa ediyor, başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olmak üzere, tüm ilgili kurumlarımızla şehirlerimizi TOGG’a hazırlıyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında İklim Kanunu’nun TBMM’den çıkması, ülkemizin, yavrularımızın geleceği adına en büyük arzumuz. İnşallah bu kanun sayesinde, iklim konusunda her karar daha hızlı alınacak, her adım daha hızlı ve etkin şekilde atılacak.”
Konya’da Türkiye’nin ilk sıfır atık sanayi sitesi kuruluyor
Kurum, iklim krizinin, sadece bir çevre meselesi olmadığını vurgulayarak, “Bu mesele, üretimi, tarımı, gıdayı, sanayiyi, ticareti çepeçevre saran, olumsuz etkileyen bir kalkınma meselesidir. Tüm OSB’lerimizi sıfır atığa uyumlu hale getirmek, endüstriyel simbiyozu hakim kılmak, sanayiden kaynaklı hiçbir kirliliğe müsaade etmeyecek yatırımları yapmak çok önemli, çok değerli. Bu manada Konyamızda Türkiye’nin ilk sıfır atık sanayi sitesini, yenilenebilir enerji uygulamaları, yeşil altyapı uygulamalarıyla birlikte kuruyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bu örnek çalışmayı Türkiye’nin 29 iline yaygınlaştıracaklarını ifade eden Kurum, şöyle devam etti:
“Türkiye olarak, enerji dönüşümünde, yenilenebilir enerjide ve enerji verimliliğinde büyük bir başarı hikayesi yazıyoruz. Toplam kurulu gücünde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 54,3 olan ülkemiz, bu alanda dünyada 12’nci, Avrupa’da 5’incidir. 2050 yılına kadar azaltılması gereken küresel emisyonların yüzde 70’ini mevcut teknolojilerle sağlayabiliriz. Bu noktada Bakanlık olarak yaptığımız tüm çalışmalarda teknoloji konusunu da detaylı bir şekilde ele almaktayız.”
Geçen yıl Konya’da düzenlenen Türkiye’nin ilk İklim Şurası’nda yer alan 7 komisyondan biri olan Bilim ve Teknoloji Komisyonunu TÜBİTAK’ın desteğiyle çalıştırdıklarını hatırlatan Kurum, TÜBİTAK Temiz Enerji İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırma Enstitüsünün ilk adımlarının bu şurada atıldığını söyledi.
Kurum, Türkiye’de yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji depolama, karbon tutma ve depolama, şehir planlama teknolojileri, yeşil altyapı çözümleri başlıklarında çalışmalar yürütüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bu enstitümüzde neler çalışılacak? İklim değişikliği, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasına yönelik atılması gereken adımlar burada istişare edilecek. Buradan çıkan sonuçla aslında tarımda, turizmde, sanayide, bina sektöründe, iklim değişikliğiyle mücadele ve koordinasyon bağlamında atılması gereken adımlar atılacak. Buradan çıkacak neticeyle belki 2-3 yıl içinde Konya’daki tarımdaki üretim tekniklerimizi gözden geçireceğiz. Su kaynaklarımızın sınırsız olmadığı bilinciyle hareket edeceğiz. ‘Daha az suyla, daha az enerjiyle daha fazla ürünü nasıl üretebilirizi burada tartışacağız. Çıkacak sonucu da sahada uygulayacağız. İnşallah ülkemizin geleceği adına çok önemli planlar, projeler bu enstitüden çıkacaktır. İnanıyorum ki enstitümüz, ülkemizi yeşil sanayi, temiz enerji üretimine büyük katkılar sağlayacaktır. Buradan genç araştırmacılarımıza da bir müjde vermek istiyorum. İklim değişikliği alanında çalışan genç araştırmacılarımız için, enstitümüzle birlikte burs programını açacağız, gençlerimizi destekleyeceğiz. Daha yeşil bir Konya, daha temiz bir Türkiye, daha güzel bir dünya için hep birlikte çalışacağız.”