BTÜ’nün bitkisel atık projesine TÜBİTAK desteği

BTÜ’de doğal kaynakların daha verimli ve sürdürülebilir şekilde kullanılması için yenilikçi bir proje hayata geçiyor. Kabak çekirdeği ve kenevir küspelerinden elde edilecek proteinlerden yeni nesil lifli yapılar geliştirilerek, bu atıkların katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmesi hedefleniyor. Kurkumin gibi doğal bileşenlerin kapsüllenmesinde kullanılacak olan sistemin gıda, ilaç, kozmetik gibi sektörlere sunulması planlanıyor.

Yürütücülüğünü Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Gıda Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Sebahat Özdemir’in yaptığı, Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Seher Kumcuoğlu’nun danışmanı olduğu “Bitkisel Artık Proteinlerinin Yapısal Modifikasyonu ve Pickering Emülsiyonlarında Kullanımı” başlıklı proje, TÜBİTAK 1002-A programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. 12 ay sürecek proje kapsamında, kabak çekirdeği ve kenevir küspelerinden elde edilen proteinler modifiye edilerek lifli yapılar elde edilmesi ve yeni nesil Pickering emülsiyonlar geliştirilmesi hedefleniyor. Projede bu emülsiyonlar, yüksek biyo aktiviteye sahip kurkumin gibi doğal bileşenlerin kapsüllenmesinde kullanılacak. Proje hakkında bilgi veren Araştırma Görevlisi Sebahat Özdemir, “Kabak çekirdeği ve kenevir küspeleri, gıda ve tarım sektörlerinde genellikle yan ürün veya atık olarak değerlendirilirken, bu projede değerli birer kaynak olarak ele alacağız. Küspeleri, yenilikçi yöntemlerle işleyerek nano fibril yani lifli yapılar haline getireceğiz. Bu yapılar, yüzey özellikleri sayesinde stabil emülsiyonların oluşumunu destekleyecek. Proje, sürdürülebilir üretim süreçlerini teşvik ederken, endüstriyel yan ürünlerin yüksek katma değerli malzemelere dönüştürülmesiyle fark oluşturacak” dedi.

Çevre dostu, güvenilir ürünler

Araştırma Görevlisi Sebahat Özdemir, şöyle devam etti: “Proje, gıda, kozmetik ve ilaç endüstrilerinde büyük ilgi gören kurkuminin (zerdeçalın ana aktif maddesi) kapsül hale getirilmesi hedefliyor. Geleneksel yöntemlerle stabil olmayan kurkumin, nanofibril tabanlı Pickering emülsiyonlar sayesinde daha uzun süre kararlı hale getirilmiş olacak. Bu yenilik, kurkuminin biyo yararlanımını artırarak daha etkili uygulamalara imkan sağlayacak. Yani günümüzde hayvan yemi olarak kullanılan kabak çekirdeği ve kenevir küspelerindeki proteinler dönüştürülerek, kurkumin maddesinin insan vücuduna alındığında ya da vücuda sürüldüğünde daha yüksek verimlilik katmasını sağlayacak. Bu atıklardan elde ettiğimiz proteinlerin yapısını tamamen değiştirdiğimiz projenin ilerleyen dönemlerde, filme dökülmesi ya da yara örtüsü geliştirilmesi gibi özelliklerine de bakılacak.”

Gıda, ilaç, kozmetik gibi sektörler kullanabilecek

Çalışmanın uygulama alanlarından bahseden Özdemir, “Bu yenilikçi yaklaşım, yalnızca gıda ve sağlık sektörleriyle sınırlı kalmıyor. Biyolojik olarak aktif emülsiyonlar, kozmetikten ilaç sektörüne kadar geniş bir alanda uygulanabilirliği ile dikkat çekiyor. Projenin çıktıları, doğal ve sürdürülebilir çözümler arayan endüstriler için büyük bir potansiyel sunuyor” ifadelerini kullandı.

Tarımsal yan ürünler katma değerli malzemelere dönüşecek

Projenin hedef ve katkılarını da aktaran Araştırma Görevlisi Özdemir, “Projenin ana hedefleri arasında tarımsal yan ürünlerin yüksek katma değerli malzemelere dönüştürülmesi, doğal kaynaklardan stabil emülsiyonların geliştirilmesi ve biyoaktif bileşenlerin biyo yararlanımının artırılması yer alıyor. Ayrıca, çevre dostu alternatiflerin gıda, sağlık ve kozmetik endüstrilerine sunulması sağlanacak. Doğal ve sürdürülebilir çözümler üreten bu yenilikçi proje, bilim ve endüstriyi birleştirerek, geleceğin sürdürülebilir teknolojilerine öncülük edecek” dedi.

Exit mobile version