“Uludağ’ın her köşesini gezdim ve bu buzlu gölleri deneyimlemeye başladım. Zamanla buz tutan göletlerin hepsine girdim” diyen Şentürk, 12 yaşından 50 yaşına kadar pek çok kişinin bu tecrübeyi yaşamak istediğini vurguladı. Şentürk, “Şu ana kadar bu suya giren hiç kimse herhangi bir rahatsızlık yaşamadı” diyerek buzlu suyun, vücut sağlığına olan olumlu etki yaptığını kaydetti.
Kuzey Avrupa’da yaygın olan buzlu suya girme geleneğini Türkiye’ye de tanıtmayı hedefleyen İsmet Şentürk, “Bu gelenek bu coğrafyada pek bilinmiyor. Ancak, ben Bursa’da 5 yıldır bu tecrübeyi yaşıyor ve başkalarına da teşvik ediyorum” şeklinde konuştu. Buzlu suların sağlık açısından faydalı olduğu kadar, Bursa’nın kış turizmi için de büyük bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Şentürk, bölgedeki buzlu göletlerin daha geniş bir kitleye tanıtılmasının önemini vurguladı.
Buzlu suya giren Şentürk, “Bursa şehrimiz, bu doğal güzelliklerin çeşitliliği ile belki de Türkiye’de en önemli şehirlerin başında geliyor. Uludağ eteklerinde doğal göller olduğu gibi göletler de mevcut. Bin 300 metrenin üzerinde bulunan göletler, kış mevsiminde genel olarak buz tutuyor. Buzun altındaki suyun sıcaklığı yaklaşık 4 derece civarında. Bu seviyede suyun tamamen buz tutması mümkün olmuyor. Buzlu sular, vücut sağlığını canlandırmak için ideal bir yöntem” dedi.
İsmet Şentürk’ün cesur adımları, Bursa’daki buzlu göletlerin turizm açısından değerlendirilmesine yönelik önemli bir örnek teşkil ediyor. Şentürk, buzlu göletlerin daha fazla kişi tarafından keşfedilmesi ve kış turizminin geliştirilmesi gerektiğini belirterek, “Bursa’nın sahip olduğu bu doğal güzelliklerin, sağlık ve turizm açısından daha fazla ilgi görmesi gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.