İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban tarafından başlatılan ve Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünden Prof. Dr. Murat Doğdubay’ın öncülüğünde yürütülen gastronomi çalışmaları kapsamında köy köy dolaşılarak ilçeye özgü “göç mutfağı” tarifleri ortaya çıkarıldı.
Geçmişten beri yoğun göç alan ilçede, Osmanlı döneminden bu yana yerleşen mutfak kültürüne dair bilgiler, kapsamlı çalışmayla 95 kırsal mahallede ikamet eden yaşlılardan alındı.
Bu çerçevede “tepsi mantısı, kestaneli kelem sarma, İnegöl bal kabağı humusu, çıbrıkalı peynir ve ıspanaklı ulevak (patatesli kek, boşnak yemeği), İnegöl simidi eşliğinde İnegöl çorbası, ara sıcak olarak kıymalı patatesli Boşnak böreği ile kıymalı pırasalı Arnavut böreği, yumurtalı İnegöl piyazı, İnegöl köftesi, İnegöl büryan (İnegöl mişoriz), kuru erikli yahni ve İnegöl tepsi mantısı, sütlü kadayıf ve kabak tatlısı” gibi lezzetler hazırlanarak, uygulama esnasındaki detaylarıyla yazılı ve görsel olarak kayda geçirildi.
Cerrah kuru fasulyesi, mişoriz ve sütlü kadayıf gibi ürünlere de coğrafi işaret alınan çalışmalar sonucu, İnegöl mutfağını ilçede yaşayanlara sunmak amacıyla 2020’de Gastro İnegöl Restoranı hizmete açıldı.
Sabah 07.30’da servise başlayan restoranda, günlük oluşturulan menüde klasik lokanta yemekleri, Osmanlı yemekleri ve ilçeye özgü yemekler vatandaşlara sunuluyor.
Binlerce misafiri ağırlayan restoranda şefler tarafından hazırlanan yemekler damakları şenlendiriyor. Her gün taze taze hazırlanan yemekler, akşam 21.00’de sona eren servise kadar vatandaşlarca tüketiliyor.
“Şu anda tesisimizi farklı lokasyonda yapabilmekle ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz”
İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, AA muhabirine, salgın dönemine denk gelen Gastro İnegöl hikayesinin vardığı noktadan memnuniyet duyduklarını söyledi.
Özellikle pandemi döneminde kırsal mahalleler başta olmak üzere tüm mahalleleri gezerek İnegöl’ün göç mutfağını ortaya çıkarmaya çalıştıklarını belirten Taban, “Röportajlar yapıldı, özellikle büyüklerimizden bilgiler alındı, toparlandı, hatta ‘Bize bunları hazırlayabilir misiniz?’ dedik. Bunları hazırladılar, orada deneyimledik, görsellerini, sunumlarını gördük.” diye konuştu.
Danışman akademisyenlerin desteğiyle İnegöl’e özgü lezzetlerle ilgili marka tescili çalışmaları ve restoranda sunulabilmesine göre değerlendirmeler yaptıklarını anlatan Taban, şunları kaydetti:
“Kurmuş olduğumuz Gastro İnegöl mutfağımızda vatandaşlarımız gelip hem yerel lezzetlerimizi hem de beraberinde geleneksel tatları, Osmanlı mutfağına kadar geleneksel tatları burada deneyimleyebiliyorlar, tadabiliyorlar. O kadar keyifli gidiyor ki şu anda, gerçekten bundan dolayı da çok mutluyuz, çok gururluyuz. Burada klasik sosyal tesis anlayışıyla bir tesis kurmadık. Çok özel yapının içerisinde özellikle kendi yerel gücümüzü ortaya çıkaran mimariyle, sunumlarla şehrimizdeki mutfak zenginliğini ortaya çıkarmış olduk. Konusunda uzman arkadaşlarımızı bu alana kazandırdık. Burada hizmet eden çok değerli arkadaşlarımız, şeflerimiz, çalışma ekibimiz var. Şu ana kadar gelen herkes ‘Burası daha büyük düşünülebilirdi.’ şeklinde bir düşünce içerisinde çünkü günlük 3-4 bin civarında insanın adım attığı bir merkeze dönüştü.”
Taban, burada yenilikçi yaklaşımla yeni fırsat ürünler oluşturabildiklerini, meşhur İnegöl köftesini çocuklara hamburger şeklinde sunduklarını dile getirerek, sağlıklı beslenme ve yerel lezzetlerle gastronomi turizmine de katkı verdiklerini kaydetti.
İnsanların yoğunluktan dolayı çoğunlukla sıra beklediğine işaret eden Taban, “Tabii biz burada hemen işi geliştirebilmek adına ilave adımlarımızı da atıyoruz. Şu anda tesisimizi farklı lokasyonda yapabilmekle ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yine mevcut alanda kış bahçesi oluşturuyoruz. O alanda da vatandaşlarımızın yine yemeklerini yemelerini istiyoruz. Dolayısıyla inanın bu bize çok farklı fırsatlar oluşturdu ve ben gelecekte bundan daha fazlaca söz edileceğini bugünden ifade edebilirim.” dedi.
Buradaki fiyatların piyasanın biraz altında olduğunu vurgulayan Taban, restoranın her kesimden insanın aileleriyle birlikte geldiği önemli uğrak noktası olduğunu sözlerine ekledi.
Restoranın baş şefliğini Ali Müfit Çağlayan üstleniyor
Restoranın kurulduğu 2020’den beri baş şefliği üstlenen Ali Müfit Çağlayan da ekibiyle sürekli ders çalışır gibi tarifleri çalıştıklarını söyledi.
Klasik lokanta yemeklerinin yanı sıra geniş yelpazede yemekleri hazırladıklarını anlatan Çağlayan, şunları kaydetti:
“Standart yemeklerimiz var, artı olarak da öğlen yemeklerimizde zeytinyağlılarımız, çorbalarımız, pilavlarımız, ana yemeklerimiz ve tatlılarımız dahil olmak üzere ortalama 25-30 çeşide yakın yemeğimiz çıkıyor. Bunların içerisinde klasik lokanta yemeklerimiz, Osmanlı yemeklerimiz ve unutulmaya yüz tutmuş İnegöl lezzetlerimizden menüler hazırlıyoruz. Akşam yemeğinde uzun süreli oturumlara ev sahipliği yapacak Osmanlı mutfağına ait kavun dolması, ballı Mahmudiye, Sultan İkinci Mahmut’un en sevdiği tavuk yemeği, mutancana, etli, içerisinde bal, badem, kayısı, kuş üzümü, limon karışık böyle güzel yemeklerimiz oluyor. Onların sunumlarını yapıyoruz.
Sabah servisimiz başladığında okula giden bütün öğrenciler ilk önce burada çorbalarını içiyor, yanında ekmeklerini, pilavlarını yiyor. Klasik kahvaltısını gerçekleştirip gidiyorlar ve bunlara ekstra olarak da işte emekli olan amcalarımız geliyor. Yediden yetmişe bütün herkes hem İnegöl kahvaltımızı benimseyerek hem de gün içerisinde akşam yemeklerimizde aile olarak aynı sofrada buluşuyoruz.”
Vatandaşlardan Gültekin Cezayir ise restoranın İnegöllüler tarafından benimsendiğini dile getirerek, “Gastro İnegöl açıldığından beri halk tarafından yoğun ilgi gören bir yer, yemekleri ve lezzetleriyle. Burası yeni açılmasına rağmen sanki 50 yıllık geçmişe sahipmiş gibi rağbet görüyor. Her yemeğin ayrı lezzeti var, kalitede zaten Türkiye’de ünlü şefimiz Ali Bey var. Onun önderliğinde, liderliğinde zaten ekip de çok değerli. Türkiye’nin birçok yerinde yiyemeyeceğiniz lezzetleri burada bulabilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
