AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 22 gün süren yoğun çatışmaların ardından zaferle sonuçlanan Sakarya Meydan Muharebesi, Türk ve dünya tarihinin önemli savaşları arasında yerini aldı.
Birinci İnönü Savaşı ve İkinci İnönü Muharebesi’nde yenilen Yunan ordusu İngilizlerin desteğiyle tam teçhizatlı olarak büyük saldırı için hazırlandı.
Yunan Kralı Konstantin’in 7 Temmuz’da İzmir’den Uşak’a, cephenin ileri hattına gelmesiyle 8 Temmuz 1921’de hareketlenen Yunan ordusunun 10 Temmuz’da başlattığı büyük saldırı 24 Temmuz’a kadar devam etti.
“Tekalif-i Milliye Emirleri” yayınlandı
Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilerek Yunan Ordusu ile arasında mesafe koyan Türk ordusunda da önemli hazırlıklar sürerken Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Mustafa Kemal Atatürk’ü 5 Ağustos 1921’de “Türk Orduları Başkomutanı” olarak görevlendirdi.
Başkomutan, ilk iş olarak ordunun ihtiyacını karşılamak amacıyla, kanunla kendisine verilen yetkiyi kullanmak suretiyle bütün halkı fedakarlığa çağırarak, lojistik destek kaynaklarını artırmak için 7-8 Ağustos’ta “Tekalif-i Milliye Emirlerini” yayınladı.
Kaynakların önemli bir kısmının Sakarya Cephesi’ne aktarılmasını sağlayan Atatürk, 12 Ağustos 1921’de Batı Cephesi’ne giderek, düşmanın muhtemel hareketlerine yönelik stratejileri de belirledi.
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır”
Yunan kuvvetleri, 13 Ağustos’ta ileri saldırıya başlamasının ardından 23 Ağustos’tan itibaren de ağırlık merkezi Sakarya mevzisinin güney kanadı olmak üzere taarruza geçti.
Üstün kuvvet ve silahlarla taarruza geçen düşman ordusu, Sakarya mevzisinde zaman zaman çekilmelere neden olurken kuşatmayı karşılamak için manevralar yapan Türk ordusunda da ciddi kayıplar yaşandı.
Yunan ordusunun, Türk savunma hatlarını zaman zaman kırdığı böyle bir ortamda Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 26 Ağustos’ta çizgiye bağlı cephe sistemini değiştiren, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz.” tarihi emrini verdi.
Yunan birlikleri, 23-30 Ağustos’taki yoğun saldırılarına rağmen düşman karşısında “çelikten bir kale” gibi duran Türk ordusunu kuşatamayınca bu defa Haymana istikametinden taarruza geçti ancak başarılı olamadı.
Türk ordusu, 10 Eylül’de başlattığı genel karşı taarruz ile Yunan ordusunu ağır bir hezimete uğrattı. 22 gün 22 gece devam eden Sakarya Meydan Muharebesi, 13 Eylül 1921’de düşmanın Sakarya Nehri’nin doğusunda tamamen yok edilmesiyle sonuçlandı.
Tarihin akışını değiştiren muharebe, yeni zaferin de müjdecisi oldu
Sakarya Meydan Muharebesi, Türk devletinin tarihine, cihan tarihinde ender olan büyük bir meydan muharebesi olarak geçti.
Tarihin akışını değiştiren ve Türk halkının esarete izin vermeyeceğinin bir kez daha dünyaya ilan edildiği bu büyük zaferin ardından 19 Eylül 1921’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ya Meclis tarafından “Mareşal” rütbesi ve “Gazi” unvanı verildi.
Yunan ordusunun hezimete uğratıldığı Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın da zaferle sonuçlanacağının en büyük müjdecisi oldu.