CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Demokrasiyi savunuyorsanız, evlatlarınızı düşünüyorsanız ve gerçekten Türkiye’nin çok hızlı bir şekilde büyümesini istiyorsanız yapacağınız bir şey var: Elinizi vicdanınıza koyup oy kullanmak.” dedi.
Kılıçdaroğlu, kentteki bir davet salonunda düzenlenen “Bursa Sanayiciler ve İş Dünyası Buluşması” etkinliğinde yaptığı konuşmada, Bursa’nın sanayisi, tarımı ve insan potansiyeliyle tüm dünyada bilindiğini söyledi.
Demokrasinin, can ve mal güvenliğinin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir iş insanının, dünyanın neresinde olursa olsun ister kendi ülkesinde ister yabancı bir ülkede, yatırım yaparken ilk aradığı can ve mal güvenliğidir, adalettir, demokrasidir. Amerika’ya da gittim, İngiltere’ye de gittim, Almanya’ya da gideceğim. Sadece ve sadece ülkemizde yeni şeyleri nasıl yapabiliriz, hangi adımları atmalıyız diye bu arayış içinde gittim. Bunu daha sonra sizlerle de halkımızla da ayrıntılı olarak paylaşacağız. Demokrasi dediğiniz düşünce özgürlüğü demektir. Demokrasi dediğiniz yargı bağımsızlığı demektir. Demokrasi dediğiniz güçler ayrılığı demektir. Demokrasi dediğiniz düşünceyi ifade özgürlüğü demektir. Demokrasi dediğiniz insanların düşüncelerinden ötürü suçlanmaması demektir. Demokrasi dediğiniz medya özgürlüğü demektir. Bunların olduğu bir çerçeve iş dünyasına güven verir.”
Üretimin de önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bilgiye dayalı ekonomi olmazsa Türkiye’nin katma değeri yüksek ürün elde edemeyeceğini anlattı.
Bilgi ekonomisinin, üniversitelerin bilgi ürettiği, sanayicinin de bu bilgiyi elle tutulur metaya dönüştürdüğü bir süreç olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, “Sürdürülebilirliği olan bir süreçtir bu. Üniversite bilgi üretecek ki sanayici o bilgiyi elle tutulur metaya dönüştürebilsin. O zaman soru şu: Üniversiteler bilgiyi nasıl öğretecek? Düşünce özgürlüğünün olmadığı bir yerde asla ve asla hiçbir üniversite bilgi üretemez. Aykırı düşüncelerin ne kadar değerli olduğunu herkesin bilmesi lazım. Özellikle de politikacıların bilmesi lazım.” diye konuştu.
– “İnsanı insan olarak kabul etmek ve değerlendirmek lazım”
Kemal Kılıçdaroğlu, katma değerli ürün imal etmenin, Sanayi 4.0 gibi kavramların bilgiye dayalı gerçekleşeceğini belirtti.
İngiltere’de gittiği yapay zeka enstitüsünde, bu alanda 60 yıldır çalıştıklarını öğrendiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Peki dönüp kendime şu soruyu sordum: Ya Allah aşkına Türkiye 60 yıldır ne yaptı acaba? Bir yol ayrımındayız. Benim sorumluluğum var. Ben bunun farkındayım. Benim sorumluluğum ne? Gelişen ülkelerin attığı her adımı Türkiye’de atmak. Bunun yolunu, yöntemini açmak. Bir engel varsa engeli kaldırmak ama benim dışımda her bir yurttaşın da sorumluluğu var. Yani her birinizin tek tek sorumluluğu var. Biz bunu yapabilirsek çözeceğiz.”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’de birçok alanda yetenekli çocukların olduğunu ve onlara sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi.
Güçlü bir sosyal devlet olgusuna da değinen Kılıçdaroğlu, herkesin karnının doyduğu bir Türkiye’yi inşa etmek zorunda olduklarını ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, güçlü sosyal devlet inşa edildiğinde herkesin mutlu olacağını dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Güçlü bir sosyal devletin inşasında elbette ki fedakarlık geliyorsa fedakarlığa katlanacağız ama güçlü bir sosyal devletin inşasında Uluslararası Çalışma Örgütünün öngördüğü 9 sigorta dalını da Türkiye’de uygulamak zorundayız. Yani aile destekleri sigortasının da olması lazım. Yani hiçbir çocuğun bu topraklarda yatağa aç girmemesi lazım. Yani her evde en azından asgari bir gelir güvencesinin olması lazım. İnsan onurunun korunması lazım. İnsanların yoksulluğunun teşhir edilmemesi lazım. Yoksul insanlara sosyal devlet yaparken, yoksul kimliğini açıklamaması lazım. Yani insanı insan olarak kabul etmek ve değerlendirmek lazım. Güçlü bir sosyal devlet. Güçlü bir sosyal devlet kendi içinde barışık bir devlet demektir.”
Sürdürülebirlirlik kavramına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, eğitim sisteminin tepeden tırnağa revize edilmesi gerektiği görüşünü savundu.
– “Oy verirseniz kalırız, oy vermezseniz gideriz”
Seçim sürecine değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Önümüzde bir süreç var. O süreç içerisinde her biriniz sandığa gideceksiniz. Tabii umuyorum, gitmeniz gerekir sandığa ve oy kullanacaksınız. Demokrasiyi savunuyorsanız, evlatlarınızı düşünüyorsanız ve gerçekten Türkiye’nin çok hızlı bir şekilde büyümesini istiyorsanız yapacağınız bir şey var: Elinizi vicdanınıza koyup oy kullanmak. Bütün ama bütün ön yargılardan arınmak zorundasınız. Ön yargılarla bir ülke yönetilmez. Ön yargılarla siyasal tercihte bulunulmaz. Akıllı ve mantığı ve bilgiyi, bilimi öncelememiz lazım. Bunu en iyi kim bilir? İş insanları bilir. Çünkü siz risk alan insanlarsınız. Biz bir risk almayız ne olacak yani? Oy verirseniz kalırız, oy vermezseniz gideriz, o kadar. Bir aylık alıyoruz. Onu da zaten vergi olarak siz ödüyorsunuz ama iş insanlarının üstlendikleri riskin gereği olarak sürekli yeniliğe açık olmaları lazım ki açık olan çok sayıda iş insanımız var ve biz onlarla da gurur duyuyoruz. Gerçekten olağanüstü başarılara imza atıyorlar ama bizim Türkiye genelinde bu dengeyi de sağlamamız lazım.”
Kılıçdaroğlu, Türkiye’ye bu strateji içinde akademik dünyadan da yararlanarak yeni bir yol haritası hazırladıklarını belirtti.
Türkiye’de önemli işler başaran iş insanlarının olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ben SİHA’ları yapan şimdi Sayın Erdoğan’ın damadı olan iş insanıyla da görüştüm ama daha evlenmeden önce görüştüm. İkitelli’deki ofisinde görüştüm. Yaptığı başarılı çalışmaları orada gördüm. O zaman babası da hayattaydı. Engeller vardı. ‘Engellerin kaldırılması için elimizden gelen her türlü çabayı gösteririz’ dedim. Çünkü bilime değer verip bilimden yola çıkarak bir şeyler yapmak dünyayı değiştirmek demektir.”
Basına kapalı devam eden toplantıya, Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin Bursa il başkanları ile çok sayıda iş insanı katıldı.