CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “(Aile Destekleri Sigortası) Önce yoksul ailelerdeki kadın kardeşlerime söylüyorum, sizi yaşadığınız evde erkeğe mecbur etmeyeceğiz. Bankaya yatıracağız parayı, gidip bankadan çekeceksiniz.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen partisinin grup toplantısında, Edirne’nin tarihi, kadim bir kent olduğunu söyledi.
Edirne’nin insan başına düşen tarihi eser itibarıyla Floransa’dan sonra dünya ikincisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Olağanüstü güzel bir kentimiz var. Bu kenti dünyaya tanıtmak zorundayız. Türkiye’ye gelen her üç turistten biri mutlaka Edirne’ye geliyor. Edirne’nin Türkiye’nin tarihinde, dünya tarihinde önemli bir yeri var.” değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, Edirne’nin aynı zamanda bir tarım kenti olduğunu ifade etti. Trakya’nın olağanüstü bir zenginliğe sahip olduğunu, bereketli toprakları bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Ama bu topraklar bizim arzu ettiğimiz verimi henüz vermedi. Çünkü çiftçi biraz bekliyor. Sıkıntılı çiftçi, üretici, besici hepsi sıkıntılı. Bugün bir ayçiçeği tarlasına gittik. Orada çiftçilerle buluştuk. Onların dertlerini kısmen de olsa onların da ağızlarından dinledik.” dedi.
Üreticinin sorunları olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Sorun çok, ‘Mazotta sıkıntımız var.’ diyorlar. Evet, sıkıntı var. ‘Gübrede sıkıntımız var.’ diyorlar. Evet, gübrede sıkıntı var. İlaçta sıkıntı, evet ilaçta sıkıntı var. Tohum, tohumda sıkıntı var. Ürünü eksik, tamam şimdi satacağız. Ya zarar edersek. Söyledim tonunu 16 bin liradan almak zorundadır mevcut iktidar. ” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, sadece ayçiçeği için değil farklı ürünler için de beklenti olduğunu, Manisa Alaşehirlilerin de çekirdeksiz kuru üzümün fiyatını beklediğini aktardı. Alaşehirlilerin de alın teri döktüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, “Dünya çapında kuru üzümümüz çok meşhur. Onlar da bir fiyat bekliyorlar. Özgür (Özel) Bey kaç lira fiyat bekliyorlar? 2 dolar karşılığı Türk lirası bekliyorlar, kilosu. Çok pahalı değil aslında. Avrupa’ya gittiği zaman 10-15 dolar oluyor. Ama Türkiye’de çiftçiye en azından 2 dolar karşılığında Türk lirasını verebilmeliyiz. O zaman ne olacak? Manisalı üzüm üreticisinin de yüzü gülecek.” ifadelerini kullandı.
Kovid-19 salgın sürecinde tüm dünyanın tarımın stratejik önemini bir kez daha anladığına işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Peki, acaba bizi yönetenler tarımın stratejik sektör olduğunu hala öğrenebildiler mi? Orada kocaman bir soru işaretimiz var. Bakın ayçiçeği diyorum. Erdoğan iktidarları döneminde 34,5 milyar dolar ayçiçeği ve benzeri ürünlerin ithalatına para verildi. Rakam küçük bir rakam değil. 34,5 milyar dolar ödüyorsunuz ayçiçeğinin ithalatına, ihracatına değil. Siz o paranın yarısını verseniz bizim çiftçimize, emin olun sadece Türkiye’yi değil bütün Avrupa’yı besler. Bu gerçeğin bilinmesi lazım.”
-Bu bereketli toprakların sanayiye dönüşmemesi lazım
Trakya’da büyük bazı firmaların geniş alanları satın aldıklarını bildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bu konuda da kaygılar var. Bu bereketli toprakların sanayiye dönüşmemesi lazım. Sanayiyi başka yerlerde yapabiliriz. Çorak arazilerimiz var, taşlık arazilerimiz var. Orada sanayi yapabiliriz. Ama bereketli toprağı her yerde bulamazsınız. Bu topraklar bizi besleyen topraklar. Bu topraklar mübarek topraklar, bu toprakların tarım için korunması lazım. İktidara önerilerim var, söyledim, defalarca söyledim. ‘Çiftçiye mazotu pahalı vermeyin.’ dedim.”
Çiftçiye mazotun ÖTV’siz, KDV’siz verilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Akaryakıta zam geldi. Tatile gitmek için arabanızı kullanırsınız, yakıt pahalıysa işe metro ile veya otobüsle gidersiniz. Peki tarlaya neyle gideceksiniz, tarlaya metroyla mı otobüsle mi gideceksiniz? Tarlaya mecburen traktörle gideceksin. Traktörle gideceksen, üreteceksen, bizim karnımızı doyuracaksa, ona mazotu indirimli, KDV’siz, ÖTV’siz vereceksin. İktidarımızda Allah’ın izniyle göreceksiniz Türkiye mazotu KDV’siz, ÖTV’siz vereceğiz. Çiftçimiz mazotu alıp KDV’siz, ÖTV’siz üretecek. Kırsalda çalışan kadın ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Kırsal boşalıyor, asgari ücret için büyük kentlerin varoşlarına gidiyorlar, acaba asgari ücrete iş bulabilir miyiz diye. Çünkü ektikleri ürünün karşılığını alamıyorlar. Onların sosyal güvenlik primlerini sosyal devlet ödeyecek. Gençler ve kadınlar emeklilik zamanı gelince haklarına kavuşmuş olacak.”
Aile Destekleri Sigortasını getireceğiz
Aile Destekleri Sigortasını getireceklerini, hiçbir evde çocukların yatağa aç girmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Önce yoksul ailelerdeki kadın kardeşlerime söylüyorum, sizi yaşadığınız evde erkeğe mecbur etmeyeceğiz. Bankaya yatıracağız parayı, gidip bankadan çekeceksiniz. Yoksulluğu yenmek için yoksulu afişe etmeyeceksiniz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsana değer vereceksiniz, yoksulluk kader değildir. Yoksulluğu yaratan, iktidarların izlediği politikalardır. Biz bu politikalara son verip her evde huzurun hakim olmasını sağlayacağız Aile Destekleri Sigortası ile. 1972 yılı, sevgili kadın kardeşlerim unutmayın. Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosu Aile Destekleri Sigortası’nın hayata geçirileceğine dair söz vermiş. Neden bugüne kadar Aile Destekleri Sigortası hayata geçirilmedi. Çünkü yoksulluğu kullanıyorlar. Yoksulluğu istismar ediyorlar. Yoksullara yardım yapalım, yoksulluk görünür olsun, onlar bize oy versin. Bu kardeşiniz de diyor ki ister oy verin ister oy vermeyin hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, her evde huzurun olduğu bir Türkiye’yi kesinlikle yaratacağız. Bundan herkesin emin olmasını istiyoruz.”
Kılıçdaroğlu, Gaziantep’te canlı hayvan üreticilerinin de sorunları olduğunu iddia ederek şunları kaydetti:
“Bunlar mallarını satamıyorlar. Hayvanlar belli bir kiloya gelmiş, bu saatten sonra hayvanların beslenmeleri onlara kilo aldırmıyor. Normalde bunların kesime gitmesi lazım, kesime gitmesi için de iyi bir bedel ödenmesi, lazım. O bedel ödenmiyor. Diyor ki üretici, ‘Besliyorum ama zarar ediyorum.’ Orada üreticiler yolu kestiler seslerini duyurmak için. Vali neden yolu kesiyorsunuz diye kızdı. Sorunu çözün, eğer bıçak kemiğe dayandıysa Antepli besici kızmak, bağırmak zorundadır. Bu insanlar hakkını aramak zorundadır. Hakkını aramayıp ne yapacak insanlar? Türkiye’nin neresine giderseniz bir sorunla karşılaşırsınız. Sorunlar yumağı haline getirdiler Türkiye’yi. Siz izin verirseniz, siz destek verirseniz, Türkiye’yi bu sorunlardan kurtaracağız. Güzel Türkiye’yi, herkesin rahat geçindiği Türkiye’yi, bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, insanların özgürce gezdiği bir Türkiye’yi, herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği Türkiye’yi yeniden ayağa kaldıracağız.”