Çin, 2022’de Kovid-19 ile zorlu sınavında politikadaki “U dönüşüne” tanıklık etti

Kovid-19 salgınının üçüncü yılında dünya ülkeleri artık normalleşmeyi benimsemişken katı kontrol ve önleme tedbirlerini uygulamayı sürdüren Çin, 2022'nin son ayında "sıfır vaka" olarak adlandırdığı salgın politikasında kökten değişime gitti.

Yıl boyunca Kovid-19’un Omicron varyantı ve türevlerinin tetiklediği salgınlar nedeniyle Çin’de çok sayıda şehirde tam veya kısmi kapanmaya gidildi, karantina ve kontrol tedbirleri uygulandı.

Bir çıkış planı olmadan, mükerrer olarak belirsiz sürelerle uygulanan tedbirler halkı giderek yordu.

Ülkedeki hoşnutsuzluk, protestolarla açığa vurulan tepkilere dönüşü.

Çin hükümeti, protestoların ardından, yılın son ayında “sıfır vaka” olarak adlandırdığı salgın politikasının temel sac ayaklarını oluşturan kısıtlamaları kaldırıp tedbirleri gevşeteceğini duyurdu.

Yeni yaklaşım, uygulamada tam bir “U dönüşü” oldu. Ülke, salgının üçüncü yılı biterken normalleşme sürecini başlattı ve sınırlarını dış dünyaya açtı.

Vuhan’dan “sıfır vaka”ya

Kovid-19 ilk kez, Çin’in orta kesimlerindeki Hubey eyaletinin merkezi olan 11 milyon nüfuslu Vuhan kentinde ortaya çıktı.

Sebebi anlaşılamayan “solunum rahatsızlığı” şikayetiyle ilk hastalar, Kasım 2019’da Vuhan’daki hastanelere başvurdu. Akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa bilinmeyen yeni bir virüsün sebep olduğu anlaşıldı.

Çin yönetimi, salgının başlangıcında dünya sağlık otoritelerini zamanında bilgilendirmediği, ardından da virüsün kökeninin araştırılmasına yönelik çabalarda şeffaf davranmadığı için eleştirildi. Dünya Sağlık Örgütü’nün virüsün kökeninin soruşturulması için 2021’de Vuhan’a gönderilen heyet, ilk vakalar ve can kayıplarına ilişkin ham verilere ulaşamadıklarını bildirdi.

Çin’de vaka sayıları aralık ve ocak boyunca artarken virüsün insanlar arasında yayıldığının tespit edilmesinin ardından 23 Ocak 2020’de Vuhan’da karantina ilan edildi. Kente giriş ve çıkışlar durdurulurken vatandaşlardan zorunlu olmadıkça evlerini terk etmemeleri istendi.

Vuhan karantinası “model” oldu

Vuhan, Kovid-19 nedeniyle karantina uygulanan ilk kent oldu. Sokağa çıkma yasakları, seyahat kısıtlamaları, virüs taraması amacıyla yapılan toplu testler, vakalarla yakın temastakilerin tespiti ve gözlem altına alınmasına yönelik filyasyon çalışmaları, ilk kez Vuhan’da uygulandı.

Virüs, sonraki aylarda önce Çin’in diğer şehirlerine, ardından tüm dünyaya yayılırken Vuhan’daki uygulamalar, sonraki dönemde salgının ortaya çıktığı diğer bölge ve şehirlerdeki önleme ve kontrol tedbirlerine şekil verdi.

Çin, daha sonra “sıfır vaka” olarak adlandırılan salgınla mücadele stratejisi sayesinde 2021 sonuna kadar geçen yaklaşık 1,5 yılda salgını neredeyse tamamen kontrol altına almayı başardı. Diğer ülkelerde her gün binlerce yeni vaka ve çok sayıda can kaybı kayıtlara geçerken Çin’de salgının izi kalmamış, “virüs yenilmiş” gibiydi.

Katı önleme ve kontrol tedbirlerinin uygulanmasını gerektiren salgınla mücadele stratejisi, sonraki aylarda bulaşıcılığı yüksek Delta ve Omicron varyantlarının yol açtığı salgınlarda tedbirlere yön verdi.

Omicron kaynaklı salgınlar

Çin, 2021’in sonunda Delta, 2022’nin başından itibaren ise bulaşıcılığı yüksek Omicron varyantının yol açtığı salgınlar dolayısıyla kapanma tedbirlerine yeniden başvurmak zorunda kaldı.

Omicron varyantını taşıyan vakalar, ilk kez 8 Ocak’ta ülkenin kuzeyindeki Tiencin şehrinde görüldükten sonra yıl içinde farklı alt varyantlarıyla çok sayıda şehre yayıldı. Varyantın ve türevlerinin çok hızlı yayılması ve hastalık belirtilerinin daha az belirgin olması, yayılma zincirinin başlangıcını tespit etmeyi zorlaştırıyordu.

Şanghay, Pekin, Guangcou, Şıncın ve Hong Kong gibi nüfusun yoğun olduğu metropollerdeki salgınlar nedeniyle toplu testler, sokağa çıkma yasakları, seyahat kısıtlamaları ve karantina tedbirleri hayatın olağan parçası haline geldi.

Ayrıca orta büyüklükte nüfusları barındıran ve kilit sanayi ve iş kollarına ev sahipliği yapan şehirlerde kapanma tedbirleri, irili ufaklı çok sayıda şehirdeki kısıtlamalar, sosyal hayata olduğu kadar ekonomiye de darbe vurdu.

Pekin Kış Olimpiyatları “kapalı devre” düzenlendi

Çin’in ev sahipliğinde 4-20 Şubat’ta başkent Pekin’de düzenlenen 2022 Kış Olimpiyatları, Kovid-19 salgını nedeniyle “kapalı devre salgın yönetimi” altında organize edildi.

Kovid-19’un yayılmasından korunmak amacıyla Olimpiyat Köyü, müsabaka merkezleri, sporcu, görevli ve gönüllülerin yer aldığı etkinlik alanları şehirden yalıtıldı.

Oyunlarda açılış, kapanış törenleri ve müsabakalar için bilet satılmazken sınırlı sayıda izleyici grupları davetle müsabakaları izledi.

Sınırdaki Kovid-19 kontrollerinde testi pozitif çıktığı için karantinaya alınan sporcular oldu.

Ülkenin en büyük şehri Şanghay, 2 ay karantinada kaldı

Çin’in en büyük şehri Şanghay’da Omicron varyantını taşıyan vakaların tetiklediği salgın nedeniyle 28 Mart’ta başlayan kapanma, sıfır vaka hedefine ulaşılamadığı için belirsiz süreyle uzatılarak haziran başına kadar devam etti.

Çin’in en büyük ihracat limanlarından birine ev sahipliği yapan, ekonominin ve finansın merkezi olan kentteki 2 ay süren kapanma, tüm ülke ekonomisini olumsuz etkiledi.

Şanghay’da tedbirlerin uygulandığı iki ayda ülkede sanayi üretimi, perakende satışlar, gayrimenkul yatırımları, imalat ve hizmetler sektöründeki ekonomik aktivite ve ihracat artış hızı azaldı. Birçok sahada ölçülen ekonomik performans, salgınının ilk aylarından beri en düşük seviyelere geriledi.

“Sıfır vaka politikasını ödünsüz sürdürme”

Tüm bunlar olurken merkezi hükümet, devlet medyası aracılığıyla sıfır vaka politikasının ödünsüz sürdürülmesi gerektiğini vurgulayan mesajları yaymaya devam etti. Mesajlarda, dünyada milyonlarca kişinin hayatını kaybettiği Kovid-19 salgınında Çin’in kalabalık nüfusuna kıyasla az sayıda can kaybı yaşanmış olması, ülkenin salgınla mücadele stratejisinin başarısı ve hatta “sosyalist sistemin üstünlüğünün kanıtı” olarak sunuluyordu.

Devlet Başkanı Şi Cinping, Şanghay’da kapanmanın sürdüğü günlerde, 6 Mayıs’ta ülkeyi yöneten Çin Komünist Partisinin (ÇKP) en üst karar organı Siyasi Büro Daimi Komitesi toplantısında, tedbirlerin “zamanın testine dayanacağına” inandığını belirterek, “Kuşkuya kapılmamalı, dinamik sıfır Kovid-19 genel politikasına ödünsüz şekilde bağlı kalmalıyız. Ülkenin salgınla mücadele stratejisini ve siyasetini engellemeye, sorgulamaya ve reddetmeye yönelik her türlü söz ve eyleme karşı mücadele etmeliyiz.” dedi.

Çin’in büyük ve giderek yaşlanan nüfusa sahip olduğunu, bölgesel gelişmişlik farkları nedeniyle tıbbi imkanlara erişimde sıkıntılar yaşanabileceğini vurgulayan Şi, kontrol tedbirlerini gevşetmenin büyük bir salgınla birlikte çok sayıda ağır hastalığa ve ölüme yol açacağını, halk sağlığının ve güvenliğinin yanı sıra sosyo-ekonomik gelişmenin de zarar göreceğini söyledi.

Şi, 29 Haziran’da salgında ilk vakaların görüldüğü Vuhan’a yaptığı yurt gezisinde ekonomik kayıplara rağmen virüsle mücadelenin sürdürülmesi gerektiği mesajını verdi.

Çin ekonomisinin yaklaşık beşte biri karantinada

Diğer ülkeler, Kovid-19’a karşı salgın koruma tedbirlerini büyük ölçüde kaldırıp normalleşmeye giderken Çin, katı kontrol tedbirlerini çok sayıda şehirde Omicron kaynaklı salgınların yaşandığı yaz ve sonbahar aylarında da uygulamaya devam etti.

Şanghay’daki deneyimin adından “sıfır vaka” stratejisinin başına “dinamik” ifadesi eklenerek bazı uyarlamalar yapıldı. Artık “vakaları tamamen sıfırlamaya” değil, “topluluk içi yayılmayı kesmeye”, “sosyal sıfır Kovid” hedefine ulaşmayı hedefleyen bir yaklaşıma geçildi.

Yeni yaklaşımda artık şehirlerde topyekun kapanmaya gidilmiyor fakat kısmi kapanmalarla ilçeler, mahalleler, apartman kompleksleri tecrit ediliyordu. Toplu testler, sağlık kodu gösterme zorunluluğu, işletmelerin kapalı devre faaliyet göstermesi gibi tedbirler artık olağan hale getirilmişti.

Yaz ve sonbahar aylarında ülkede çok sayıda şehirde, bazı yerleşimlerde aylar süren kısmi kapanma tedbirleri uygulandı. Öyle ki Japon yatırım bankası Nomura, 24 Kasım’da yatırımcılarına gönderdiği haftalık notta kısmi karantina uygulanan bölgelerin, Çin’in gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yaklaşık beşte birini, yüzde 21,1’ini oluşturduğunu bildirdi.

Urumçi’deki yangın ve protestolar

Kovid-19 tedbirlerinin artarak sürmesi, Çin genelinde artan huzursuzluğu tepkiye dönüştürdü.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de 24 Kasım’da karantinada olduğu iddia edilen apartmanda çıkan yangında 10 kişinin hayatını kaybetmesi bardağı taşıran olay oldu.

Uygur Türklerinin ve diğer etnik azınlıkların yoğun yaşadığı bölgedeki yangında, apartmanda yaşayanların karantina nedeniyle evlerini terk edemediği, itfaiye ekiplerinin metal bariyer ve engellerle çevrili komplekse giremedikleri için yangına zamanında müdahale edemediğine ilişkin iddialar, ülke genelinde tepkiye yol açtı.

İtfaiye aracının sıktığı tazyikli suyun binaya erişemediğini gösteren videoların sosyal medyada yayılması da tepkileri büyüttü.

Ertesi gece Urumçi’de hükümet binasının bulunduğu meydanda toplanan öfkeli vatandaşlar, “Karantinayı kaldırın”, “Halka hizmet edin”, “Öleceksek birlikte ölelim” sloganlarıyla tepkilerini gösterdi.

Tepkiler, Çin geneline yayılırken Şanghay ve Pekin gibi büyük şehirlerde kurbanları anan ve tedbirleri eleştiren protestolar düzenlendi. Çok sayıda üniversite kampüsünde protestolar organize edildi, ülkenin farklı şehirlerinde kontrol tedbirlerine karşı çıkan eylemler yapıldı.

Birçok şehirde beyaz kağıt taşıyan göstericiler, “Özgürlük istiyoruz”, “Karantinaya hayır”, “Sağlık koduna hayır” sloganları atarken ülkenin yöneticilerine de tepkilerini dile getirdi.

Boş beyaz kağıtlar, Kovid-19 tedbirlerine tepkinin yanı sıra hak ve özgürlük taleplerinin, bilhassa ifade özgürlüğü ihtiyacının dile getirildiği protestoların sembolü haline geldi.

“U dönüşü”

Hükümet, protestolardan bir hafta sonra “sıfır vaka” politikasında köklü bir değişikliği işaret eden adımlar atmaya başladı.

Devlet Konseyine bağlı Müşterek Salgın Koruma ve Kontrol Mekanizması, 7 Aralık’ta Kovid-19 tedbirlerinin uygulanmasında benimsenecek yeni yaklaşımı duyurdu.

Yeni uygulamada geniş çaplı kapanma, merkezi karantina ve seyahat yasakları gibi kısıtlamaların terk edileceği, hastalık belirtisi göstermeyen veya hafif belirti gösteren vakalar ile onlarla yakın temastakilerin bundan böyle evlerinde karantinada kalabileceği belirtildi.

Sıfır vaka politikasının üzerine oturduğu sac ayaklarını ortadan kaldıran yaklaşım değişikliği, uygulama açısından “U dönüşü” oldu. Yaklaşımın ilan edilmesinin ardından farklı alanlarda uygulanan tedbirlerin gevşetildiğine ve kısıtlamaların kaldırılacağına dair açıklamalar art arda geldi.

Ülkenin farklı kentlerinde karantina merkezleri kapatıldı, sağlık kodu ve test sonucu gösterme zorunluluklarına ve ülke içi seyahat kısıtlamalarına son verildi.

Sınırlar 3 yıl sonra açıldı

Ulusal Sağlık Komisyonu, 26 Aralık’ta Kovid-19’un 8 Ocak 2023’ten itibaren “A kategorisi salgın hastalık” olarak ele alınmasına son verileceğini, Sınır Sağlığı ve Karantina Yasası uyarınca uygulanan kısıtlamaların kaldırılacağını duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı, yeni uygulamayla yurt dışından gelen yolcuların, seyahat öncesi Çin’in büyükelçilik ve konsolosluklarından sağlık kodu almak zorunda olmayacağı, varışlarında pozitif olsalar dahi merkezi karantinada tutulmayacaklarını bildirdi.

Ulusal Göçmenlik İdaresi, Çin vatandaşlarının, salgın nedeniyle askıya alınan standart pasaport başvuru ve onay süreçlerinin olağan akışına döneceğini açıkladı.

Sivil Havacılık İdaresi de salgın yüzünden uluslararası uçuşlara getirilen sefer ve yolcu sayısı kısıtlamalarının artık uygulanmayacağını bildirdi.

Kovid-19 salgınının başlamasının ardından Mart 2022’de vizeleri iptal eden, sınırlarını kapatan ve uçuşlara sınırlama getiren Çin, salgının 3. yılı biterken kapılarını yeniden dünyada açtı.

Tedbirlerin gevşetilmesiyle salgın büyüyor

Ancak ani değişim, bireyleri ve kurumları hazırlıksız yakalamış görünüyor. Bu süreçte çok sayıda kişi virüse yakalanırken hastalık hızla yayılıyor. Vaka sayıları artık kaydı tutulamayacak kadar artarken hastaneler, klinikler, eczaneler ve krematoryumlarda yoğunluk göze çarpıyor.

Test zorunluluğunun kalkması nedeniyle vakaları tespit etmek, gerçek salgın tablosunu görebilmek zorlaşıyor.

Merkezi Londra’da bulunan sağlık veri hizmetleri ve analiz şirketi Airfinity’nin tahminlerine göre ülkede günlük vaka sayısı aralık ortasından itibaren 1 milyonu aşarken halihazırda günde yaklaşık 5 bin kişi virüs nedeniyle hayatını kaybediyor. Şirket, gelecek aylarda günlük vaka sayısının 4,2 milyona kadar çıkabileceğini, 1,3 ila 2,1 milyon kişinin yaşamını yitirebileceğini tahmin ediyor.

Kovid-19 salgınının yeni yılda da Çin’in gündemini meşgul etmeyi sürdüreceği öngörülüyor.

Exit mobile version