Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Romanya’nın başkenti Bükreş’te düzenlenen Aspen Enstitüsü 11. Bükreş Forumu’nun “Avrupa’nın Yeni Güvenlik Mimarisi” temalı bölümünde konuştu.
Forum çerçevesinde Avrupa’daki yeni güvenlik mimarisi konusunda başlıca soruların dile getirildiğini anlatan Çavuşoğlu, “Ukrayna’daki savaşa baktığımızda bunun peşinden gelen gıda ve enerji krizleri gerçekten ne kadar fazla zayıflığımız olduğunu bize gösterdi. Savaş sonrasında Avrupa’daki güvenlik mimarisini ve bu mimarinin esasında başlıca sacayaklarını yeniden keşfetme ihtiyacı doğdu. Öncelikle güvenlik bölünmezdir. Ne olursa olsun, tehdit nereden gelirse gelsin mutlaka kolektif bir yanıt verilmelidir.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, tehditler konusunda seçici olmamak gerektiğini vurgulayarak terör konusunun İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde kabul edilen Stratejik Konsept’te başlıca iki tehditten biri olarak gösterildiğini söyledi.
NATO 5. Maddesi’nin 11 Eylül’den sonra yalnızca bir kere uygulandığını hatırlatan Çavuşoğlu, “Müttefikler Türkiye’nin yanında olmalıdır. Türkiye’nin terörün en fazla hedef aldığı müttefik olduğu unutulmamalıdır.” ifadelerini kullandı.
Mevlüt Çavuşoğlu, imtiyazlar ve taviz verilmeden esnek olunabileceğini belirterek “Bir yandan Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklemeye güçlü bir şekilde devam ediyoruz ve aynı zamanda malzeme yardımı yapmaya devam ediyoruz. Herkes biliyor ki bizim yapmış olduğumuz yardımlar ve destekler bunlarla sınırlı değil.” değerlendirmesini yaptı.
“Sadece kınamakla sorunu çözmek mümkün değil”
Türkiye’nin çatışmaların başka noktalara taşınmasını engellemek ve gerilimleri azaltmak için çeşitli adımlar attığını ifade eden Bakan Çavuşoğlu, bunlar arasında tahıl anlaşması, Uluslararası Atom Enerji Ajansının uzmanlarıyla Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu (Rosatom) yetkililerini Zaporijya nükleer santrali konusunda buluşturma ve tarafların Türkiye’de yüz yüze bir araya gelmesini örnek gösterdi.
Gizlik dahilinde de bazı adımların atıldığını söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Montrö Sözleşmesi’ni çok sıkı bir şekilde uygulayarak Karadeniz’de gerilimin artmasını engelledik. Marttan bu yana boğazlardan hiçbir askeri gemi geçmedi. Türkiye üzerinden hiçbir Rusya askeri uçağı Suriye’ye gitmedi. Tüm taraflara çağrıda bulunuyoruz elbette ama bilhassa Rusya ve Belarus‘a itidalli olma çağrısında bulunuyoruz.”
Savaş nedeniyle sadece Ukrayna’nın değil, komşu ülkelerin de etkilendiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Sadece kınamakla sorunu çözmek mümkün değil. Dolayısıyla mutlaka harekete geçmemiz gerekiyor ve adil bir şekilde barışın tesis edilmesini sağlamak gerekiyor. Özellikle de Ukrayna için acil bir barışa ihtiyaç var. Tam olarak bizler de bunu yapmaya çalışıyoruz. Türkiye olarak bizim yapmaya çalıştığımız şey bu.” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin çabalarının savaşın başlarında sonuçlar vermeye başladığını ancak insani kayıplar arttıkça müzakere üzerinden çözüme ulaşmanın zor haline geldiğinin altını çizerek “Yeni gerçeklikten bahsediyoruz ve Rusya’nın realitesi de Ukrayna için kabul edilebilecek bir gerçeklik değil. O nedenle giderek her şey daha zor hale geliyor. Bir çözüme kavuşmak daha zor oluyor ama çözüme kavuşturmanın da bir alternatif yok. Dolayısıyla savaş ve diplomasi aynı anda yapılabilir diye düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yanlış bir adım atılması Avrupa için tamamen bir istikrarsızlığa sebep olacaktır”
Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna için açıkladığı yeni eğitim ve güvenlik misyonuna değinen Çavuşoğlu, AB’nin bu konuda Türkiye’yle istişarede bulunmadığını söyledi.
Bu durumun Türkiye için önemli olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, “AB’nin stratejik düşünme yöntemini birkaç üyenin dar çıkarları nedeniyle nasıl kaybettiğine dair bir örnek olarak bunu söylemek istedim.” diye konuştu.
“Yeni Avrupa güvenliğini tesis edebilmek için birlik ruhunu yeniden keşfetmemiz gerekiyor.” diyen Mevlüt Çavuşoğlu, AB’nin daha kapsayıcı genişleme sürecini yeniden canlandırması gerektiğini söyledi.
Çavuşoğlu, genişlemenin Balkanlar, Gürcistan, Ukrayna ve Moldova’ya uzanması gerektiğinin altını çizerek “Elbette ki bu bölge Türkiye olmadan hiçbir zaman tamam olamaz. İstanbul Tahıl Anlaşması’nda ve bu anlaşmanın ortaya koymuş olduğu etkiye baktığımızda, AB’nin Türkiye ile bu anlamda birlikte çalışsaydı küresel anlamda ulaşabileceği etkileri bir düşünün.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin çatışmalarla gündeme gelen bir bölgede güvenlik ve istikrar sağlayan bir aktör olmaya devam edeceğini söyleyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, sözlerini şöyle bitirdi:
“Türkiye’nin başarısı Avrupa’nın başarısı olacak. Başarısızlık bizim için bir seçenek değil ama yanlış bir adım atılması Avrupa için tamamen bir istikrarsızlığa sebep olacaktır.”