TÜRK tiyatrosunda güldürü geleneğinin simgesi sayılan Kel Hasan Efendi’nin kavuğu, İsmail Dümbüllü, Münir Özkul ve Ferhan Şensoy’un ardından Rasim Öztekin’in olmuştu. Kavuğu devraldıktan sonra kalp rahatsızlığı nedeniyle sahneye çıkamayan Öztekin’in o dönem yaşadıklarını eşi Esra Kazancıbaşı Öztekin, kitabında anlattı: “Kavuklu olduktan sonra en büyük arzusu, tiyatro seyircisiyle buluşabilmek. Doktorundan kendini fazla yormayacak bir role izin çıkacağını düşünüyor. Dr. İzzet, ‘Kalp piliniz şok yapabilir, oyunda aniden bayılıp yere düşebilirsiniz’ diyerek, tiyatro sahnesinde canlı performansa izin vermiyor. Rasim kıpkırmızı. Gözleri çakmak çakmak. ‘Ölürsem de sahnede öleyim’ diyor gergin bir ses tonuyla. ‘Kavuklu olarak tiyatro yapmayı çok istiyorum. Çünkü kavuklu olan herkes hep tiyatro yaptı.’ Odaya sessizlik hâkim oluyor.”
HADSİZ YORUMLARI KAFASINA TAKIYORDU