Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Uzm. Diyetisyen Begüm TUNA

Her Gün Tartılmak Doğru Mu?

Tarih kaynaklarında 2. Bayezid döneminde İstanbul 

Boğazı’nda denizin üzerinde inşa edilen ancak depremlerin de etkisiyle 

günümüze kadar ayakta kalmayı başaramayan Sultaniye Köşkü, mimarlar 

tarafından yeniden modellendi.

İstanbul’da Kız 

Kulesi’nden sonra deniz üzerine inşa edilen ikinci yapı olan Sultaniye 

Köşkü’nün Osmanlı Padişahlarından 2. Bayezid zamanında yaptırıldığı 

sanılıyor.

Beykoz Paşabahçe Koyu’ndaki yapıya, 

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde ve İsveçli ressam Cornelius Loos’un 

çizimlerinde de rastlanıyor.

Ayakta olduğu 

dönemde çinileri ve Acem işi işlemeleriyle öne çıkan Sultaniye Köşkü’nün 

1700’lü yıllarda kentte yaşanan depremler nedeniyle tamamen yıkıldığı 

sanılıyor.

Aradan geçen 300 yılda sadece deniz 

içindeki temel kalıntıları bulunan, son günlerde de mimarlar tarafından 

modellenen yapı, yeniden hayat bulacağı günleri bekliyor.

“Kanuni Sultan Süleyman buraya av ve dinlenme için gelirdi”

Tarihi 

yapıyla ilgili modelleme çalışmalarını yürüten Mimar Bayram Çevik, AA 

muhabirine yaptığı açıklamada, Sultaniye Köşkü’nün 10. Osmanlı Padişahı 

Kanuni Sultan Süleyman tarafından da bizzat kullanıldığına dair kayıtlar 

bulunduğunu söyledi.

Kanuni Sultan Süleyman’ın 

buraya av ve dinlenme için geldiği gibi, bazı divan toplantılarını da 

burada yaptığını anlatan Çevik, “1650’li yıllarda var olduğunu Fransız 

Arkeolog Antoine Galland’ın notlarından biliyoruz. Evliya Çelebi de aynı 

dönemlerde

Seyahatnamesi’nde Sultaniye Köşkü’nü 

bezemeleri, süslemeleri ve kullanılan çinileriyle ne kadar şaheser bir 

eser olduğunu ortaya koymuş, hatta İrem Köşkü olarak atıfta 

bulunmuştur.” dedi.

Dönemin İsveç Kralı’nın 

Osmanlı mimarisini tanımak amacıyla 1710’da ressam Cornelius Loos’u 

İstanbul’a gönderdiğini belirten Çevik, Loos’un Ayasofya ve Süleymaniye 

camilerinin ardından Sultaniye Köşkü’nü resmettiğini, onun çizimlerinin 

mimari kaynak olarak en sağlam veri olduğunu bildirdi.

1910 

yılında da Mimar Sedad Hakkı Eldem’in “Türk Bahçeleri” kitabında bu 

köşkten bahsettiğini ve plan çalışmalarını yaptığını kaydeden Çevik, 

“Günümüzde de biz mimari olarak elde ettiğimiz verilerin ışığında burayı 

modelledik. Hatta günümüzde daha önce dalgıçlarla kontrol edildiğini, 

orada kalıntıların bulunduğunu biliyoruz. Beykoz Belediye Başkanı Murat 

Aydın’ın da sempozyum çalışmalarında tekrar gündeme getirmesiyle uzun 

süre çalıştığımız eseri modelleyerek kamuoyu bilgisi oluşması için bir 

çalışma yaptık.” diye konuştu.

“Buranın hikayeleriyle büyüdük”

Bayram Çevik, mimari çizimi yaparken Loos’un çizimleri ve Eldem’in çalışmalarını baz aldıklarını kaydederek, şöyle devam etti:

“Hatta 

Sedad Hakkı Eldem ‘Türkevi Plan Tipleri’ kitabında Türk bahçelerini 

anlatırken buradaki mendireklerin kısmen var olduğunu da ifade etmiştir. 

Esinlendiğimiz kaynaklardan biri de o dönem yapısı olan Siyavuş Paşa 

Köşkü’dür. Benzer özellikler gösterir ama Sultaniye Köşkü’nde ondan daha 

fazla bezeme ve süsleme olduğunu kaynaklarla biliyoruz. Yaptığımız 

çalışmada cephede türlü altıgen çiniler kullanılmış ve mermer kaideler 

ile sütunlar kullanılmıştır. Ahşap detaylara da fazlaca yer verilmiştir. 

Beykozlu bir mimar olarak biz buranın hikayeleriyle büyüdük. 

Büyüklerimizden burada mendireğin olduğuna ilişkin kulaktan dolma 

hikayeler anlatılıyordu. Bizim edindiğimiz kaynaklarda Sultaniye Köşkü, 

denizin ortasındaki yapı haricinde, Sultaniye Parkı’nın içinde birkaç 

tane daha yapının var olduğunu biliyoruz. Bu yapılar Padişah buraya 

geldiğinde saray eşrafının da gelip burada konaklaması için kullandığı 

yapılar. Bu yapıların var olduğunu biliyoruz ama köşk kadar mimari 

detaya vakıf değiliz. Onunla ilgili araştırmamız devam ediyor.”

“Yeniden inşa edilmesiyle ilgili çalışmalar var”

Eski 

Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül’ün bir makalesinde bu konuyu 

gündeme getirdiğini aktaran Bayram Çevik, Beykoz’un şu andaki Belediye 

Başkanı Murat Aydın’ın da bu yapının yeniden inşasıyla ilgili çalışması 

olduğundan bahsetti.

Sultaniye Köşkü’nün İstanbul 

Boğazı’nda deniz içindeki tek Osmanlı mimarisi olduğuna değinen Mimar 

Bayram Çevik, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yüzyıllardır 

var olan Boğaz’da biz sadece Kız Kulesi’ni biliyoruz. Kız Kulesi’nden 

sonra deniz içinde inşa edilen tek Osmanlı yapısı diyebileceğimiz bir 

yapı. Yani tarihi böyle bir de envanter oluşturmuş olacağım. Sultaniye 

Köşkü Osmanlı mimarisinde ayrı bir yer tutar. Sebebi de İstanbul 

Boğazı’nda Bizans yapısından sonra, deniz ortasına yapılan tek yapıdır. O 

yüzden Osmanlı mirasını günümüze nakşetmek için bu eserin günümüzde 

tekrar kazandırılması hayati bir önem taşımaktadır.”

Muhabir: Muhammed Gencebay Gür

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER