Kalp nakli sonrası organ reddine yapay zekayla çözüm

Boğaziçi ve Harvard üniversiteleri ortaklığında kalp naklinin ardından vücudun organı reddedip etmediğinin erken teşhisle anlaşılmasını sağlamak amacıyla geliştirilen yapay zeka çalışması literatüre girdi.

Kalp nakli, kalp yetmezliğinin son aşamalarında, ilaçların, yaşam tarzı değişikliklerinin ve farklı tedavi yöntemlerinin yeterli gelmediği durumlarda başvurulan bir yöntem.

Naklin ardından, bağışıklık hücreleri bu organı vücudun geri kalanından farklı tanıyıp yok etmeye çalışabiliyor. “Organ reddi” olarak adlandırılan bu duruma erken müdahale edilmediği takdirde kalp hücreleri zarara uğrayarak, işlevini yitirebiliyor.

Reddi önlemek amacıyla hastalara bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar verilerek, kalbin zarar görmesi önlenmeye çalışılıyor.

Doktorlar, nakledilen organın reddedilme ihtimaline karşı sıklıkla kalpten küçük örnekler alarak, mikroskop altında incelenmesi için biyopsiye gönderiyor. Biyopsi sonucunda hücrelerin hasara uğradığı görünüyorsa, kalbin işlevinin ve hastanın yaşama tutunmasının sağlanması için tedavideki ilaçların dozu ve türü değiştiriliyor.

Yüzde 90 doğruluk payıyla çalışıyor

Organ reddini erken teşhis etmek amacıyla Boğaziçi ve Harvard üniversiteleri bir çalışma yürüttü. Türkiye’den Ege Üniversitesi Hastanesi, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesine bağlı hastaneler ile Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yanı sıra Amerika ve İsviçre’deki bazı hastanelerden 2 bini aşkın hastanın verileri toplandı.

Bu verilerle nakledilen yeni kalpten alınan örneklerin görüntülerini otomatik analiz edebilen, doku uyumsuzluğunu erken safhada saptayabilen ve sebebini ortaya koyabilen, doku uyumsuzluğunun evrelendirmesini yapabilen bir yapay zeka geliştirildi.

Yaklaşık iki yıl süren ve yüzde 90 doğruluk payı olan yapay zeka çalışmasına dair hazırlanan makale, tıpta dünyanın en prestijli dergilerinden kabul edilen Nature Medicine’de yayınlanarak, literatüre girdi.

Exit mobile version