Farklı organlara yayılan ve özellikle metastatik meme kanserinde sağlam dokuları korurken, tümörleri yok eden “radyoterapide nokta atış” yöntemiyle, ileri evredeki hastalarda sağ kalım süresinin en az iki yıl uzadığı belirlendi.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı ve Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meme kanserinin Türkiye’de ve dünyada kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğunu söyledi.
Son istatistiklere göre, Türkiye’de yılda yaklaşık 24 bin yeni meme kanseri tanısı konulduğunu belirten Özyiğit, “Her ne kadar erken tanı sonrası tedavi imkanları olsa da hala kanser nedeniyle ölümlerde kadınlarda bir numaralı sırada meme kanseri yer alıyor.” bilgisini verdi.
Özellikle meme içerisinde daha önce olmayan kitle, meme başından pembemsi akıntı, meme başında çöküntü veya ciltte portakal kabuğunu andıran selülit benzeri görünümlerin meme kanserinin öncü belirtileri olabileceğine dikkati çeken Özyiğit, her ay kendi kendine düzenli meme muayenesi yapılmasının önemine işaret etti.
Prof. Dr. Özyiğit, ilerleyen yaşlarda da aile öyküsünün olup olmamasına göre hekim tarafından, meme muayenesi, mamografi ve ultrason gibi tetkiklerin tarama amaçlı yapılması gerektiğini kaydetti.
Meme kanserinde erken tanının hayat kurtarıcı olduğunu, tarama programları sayesinde çok sayıda kişinin erken tanı imkanına kavuştuğunu aktaran Özyiğit, Türkiye’de her ilde hatta bazı ilçe merkezlerinde bulunan Kanser Teşhis Tarama Merkezleri’nde (KETEM) ücretsiz tarama yapıldığını hatırlattı.
Özyiğit, obezite, ilk adetin erken yaşta görülmesi, geç menopoz yaşı ve aile öyküsü, alkol kullanımı, yetersiz fiziksel aktivitenin meme kanseri açısından risk faktörleri olduğunu anlattı.
“Sadece metastazlara odaklı nokta atışı yapılabiliyor”
Meme kanseri tedavi ve cerrahisinde gelişmelere bağlı olarak büyük oranda başarı elde edildiğini dile getiren Özyiğit, şöyle devam etti:
“Erken evrelerde 90’lı yıllarda memenin tümü alınıyordu, oysa şimdi erken evrelerde meme koruyucu cerrahiler daha ön plana çıkıyor. Sadece tümörün olduğu yere odaklanılıyor. Bu odak kısım, cerrahi ile alınıyor ve sonrasında gelişmiş radyoterapi uygulamalarıyla meme kanseri başarı ile tedavi edilebiliyor. Geçmişte radyasyon tedavisi esnasında meme dokusunun arkasındaki akciğer, kalp gibi kritik organları koruma olanaklarımız gelişmiş değildi. Günümüzde artık radyasyon onkolojisinde radyoterapiyi çok iyi şekilde odaklayabildiğimiz için, özellikle meme kanserinin standart tedavisindeki yan etkiler artık çok düşük düzeylerde. Bu sayede memeyi koruyabiliyoruz.”
“Metastaz sayısı 5’in altında olan hasta grubunda uygulanabiliyor”
Prof. Dr. Özyiğit, “nokta atış” diye isimlendirilen radyasyon onkoloji uygulamalarıyla sadece tümörün bulunduğu metastaz odaklarının da yok edilebildiğini söyledi.
“Hedefe yönelik radyoterapi” sayesinde tümörün çevresinde sağlam organların da güvenle korunduğunun altını çizen Özyiğit, “İkinci önemli nokta ise sınırlı sayıda metastazı bulunan bazı meme kanserli hastalarımızda hedefe yönelik nokta atış uygulamalarından yararlanılabiliyor. Bu hastalarda sadece metastazlara odaklı nokta atışı yapılabiliyor.” dedi.
Buna ilişkin, son olarak yurt dışında yapılan ve sonuçları dünyanın önde gelen hakemli tıp dergilerinden Lancet’te yayımlanan bilimsel araştırmanın umut verici olduğunu anlatan Özyiğit, araştırma sonucuna ilişkin şu bilgileri verdi:
“Metastaz sayısı 5’in altında olan hasta grubunda ‘nokta atış’ olarak ifade edilen ve ‘stereotaktik radyoterapi’ diye adlandırılan özel bir radyoterapi tekniği uygulandığında, sağ kalım süresinin standart tedavilere kıyasla 28 aydan 41 aya uzadığı gösterildi. Böylece, metastazı bulunan ileri evre hastalarında, etkin radyasyon ve ilaç tedavisi ile en az iki yıllık sağ kalım elde edilmiş oldu.”
Özyiğit, metastatik tümörlerde bir seferde farklı bölgelere ışın verilebildiğini belirterek, “Bu radyasyon onkolojisi ile bir kişiye aynı anda metastazları için, sadece o odaklara ışın verilebiliyor. Nokta atışları, şu anda çocuklarda da ileri yaşlarda da güvenle kullanılıyor. Ülkemizde de birçok radyoterapi merkezinde uygulanabilen nokta atış sistemi sayesinde sınırlı sayıda metastazın güvenli bir şekilde yok edilebilmesi artık mümkün hale geldi.” ifadelerini kullandı.