Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kovid-19 son 30 yılda çocuk aşılamalarındaki en büyük gerilemeye neden oldu

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Kovid-19 salgınının küresel sağlık sistemine olumsuz etkilerinden dolayı çocuk aşılama oranında son 30 yıldaki en büyük düşüşün yaşandığını açıkladı.

Bu haberin fotoğrafı yok

DSÖ ve UNICEF’ten yapılan ortak açıklamada, dünya genelinde Kovid-19 sonrası çocuk aşılamaları oranındaki değişiklik incelendi.

Çocuklar için en önemli bağışıklık araçlarından difteri, tetanos ve boğmaca (DTP) aşılarının uygulanma oranının 2019’dan 2021’e kadar yüzde 5 azalma gösterdiği, sadece 2021’de 25 milyon çocuğun birinci veya ikinci doz DTP aşısını yaptıramadığı bildirildi.

Kovid-19’dan sonra HPV virüsüne karşı küresel aşılamaların yüzde 15’e yakın düştüğü ve bu eksikliğin kız çocuklarının sağlık riskini artırdığı kaydedildi.

Çocuk aşılamalarında en büyük azalmanın ise kızamıkta görüldüğü, 2021’de kızamık aşılama oranının yüzde 81 düşerek 2008’den bu yana en düşük seviyeye gerilediği belirtildi.

Geçen yıl 24,7 milyon çocuğun kızamık aşısı yaptırmadığı ve bu rakamın 2019’dakinden 5,3 milyon daha fazla olduğu bilgisi paylaşıldı.

Bu rakamlarla son 30 yılda çocuk aşılamalarındaki en büyük gerilemenin kaydedildiği vurgulandı.

Açıklamada ifadelerine yer verilen UNICEF Direktörü Catherine Russell, aşılamalardaki bu azalmanın çocuk sağlığı için alarm verici olduğunu vurgulayarak, “Bir kuşak boyunca çocuk aşılamalarındaki en büyük gerilemeye şahitlik ediyoruz. Gerekli aşılarını yaptıramayan milyonlarca çocuk için bağışıklık telafisi yapmak zorundayız.” dedi.

DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus ise Kovid-19 ile halihazırdaki mücadelenin, kızamık ve zatürre gibi ölümcül hastalıklara karşı mücadeleyle beraber yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi ve “Bu iki seçenek arasında bir seçim olmamalıdır. İki mücadeleyi de sürdürmek mümkündür.” değerlendirmesinde bulundu.