Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Makbule hanım anlatıyor: Mustafa Kemal Anadolu’dayken Evimizi Bastılar

Padişah’ın geri dön emrini dinlemeyip askerlikten istifa etmek zorunda kalan, hakkında verilen idam kararı da padişah tarafından onaylanan asi bir paşa olarak Anadolu’da milli mücadele yürüten önderin, işgal altındaki İstanbul’da yaşayan annesi ve kız kar

Bu haberin fotoğrafı yok

Mustafa Kemal Atatürk’ün 4 yaş küçük kız kardeşi Makbule Atadan’ın hatıratında, bu duygunun ne olduğuna ilişkin çok net ifadeler görüyoruz. 

Mustafa Kemal’in orada olmadığı bilinmesine rağmen eve yapılan baskınlar… 

Evin sürekli gözetim altında tutulması… 

Ama bir yandan da Mustafa Kemal’in İstanbul’daki arkadaşlarının Zübeyde Hanım ve Makbule’yi koruma-kollama gayretleri…

Yazar Tayfun Çavuşoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan’ın adının, bazı bölümleri ilk kez yayınlanan hatıratıyla yeniden gündeme geldiğini hatırlatarak, “Makbule Hanım’ın bazen duygusal ve bazen de çok sert tepkilerini dile getirdiği bu hatırat, o dönemin en üst düzeydeki yöneticilerine ilişkin değerlendirmeleriyle ses getirecek” dedi. 

Makbule Hanım hatıratında, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a gitmek üzere yola çıktığı günleri ve sonrasında yaşananları şöyle anlatıyor:

“Ağabeyimin İstanbul’daki arkadaşları ara sıra bizi ziyarete gelirdi. Bunun dışında misafirliğe bile gitmezdik.

Bir gün kapı çalındı. Pencereden baktım, tanımadığım kimseler.. 

Açmadım. Gene çalındı. 

Bu sefer aşağı indim. 

Tam onsekiz kişilik bir kalabalık.. Osmanlı hükümetinin adamları.. 

Kapının dışına çıktım: 

—Ne var, ne istiyorsunuz? dedim. 

—Evi arayacağız! dediler. 

Kızdım:

 —Canım, bizim evimizi ne hakla basıyorsunuz? dedim. Annem hasta, felçli… ölüm yatağında… Ben yalnız bir kişiyim! 

—Hayır, arayacağız! diye ısrar ettiler. 

Kapının önüne çıktım. O zamanlar gazetelerde Mustafa Kemal aleyhinde birçok yazılar çıkıyordu. Onun idamına karar verilmişti. 

Her gazete, onu fena bir insan tanıtmak istiyordu. 

Bütün bu neşriyat sarayın emri ile yapılıyordu. Birden bunları düşündüm, o anda, 

— Evimizi basmaya hakkınız yok! diye bağırdım.

— Kendisini gazetelerde fena bir adam diye tanıttığınız bir insanın evini niçin basıyorsunuz? Mademki ağabeyim fena bir adam, neden ondan bu kadar çekiniyor, kendisine bu kadar ehemmiyet veriyorsunuz? Burası benim evimdir. Bu evi basmaya hakkınız yok! 

Kapıdaki kalabalık kendi aralarında konuşup görüşürken, yan taraftan birkaç kişi belirdi. Yanıma yaklaştılar ve kapının aralığında fısıltı halinde: 

—Korkmayın! dediler, biz Mustafa Kemal’in adamlarıyız. Evi kimseye bastırmayız. Siz kapıyı kapatıp, çıkın yukarı! 

Annemin yanına gittim: 

—Anne, dedim, endişe etme! Ağabeyimin adamları da etrafta dolaşıyor..  . Hiçbir şey yapamaz kimse! Tekrar aşağı indiğim zaman, kapıdaki kalabalığın dağılmış olduklarını gördüm.” 

İlgiyle izleyeceğiniz bir video…