Görür, 1784 yılında en son kırılan Yedisu segmentinin, 250 yıllık tekrarlama periyodunu doldurduğunu belirterek şunları söyledi:
“Deprem, zamanı geldiğinde olur. Yedisu Fayı’nın süresi dolmuş durumda. Bu bir kehanet değil; bilimsel verilere dayanan bir tespittir. Ancak kesin zamanını söylemek mümkün değil.”
Yedisu Fayı’nın, 1939’daki Erzincan Depremi’nde bile kırılmadığına dikkat çeken Görür, bu durumun bölgede ciddi miktarda enerji biriktiğine işaret ettiğini ifade etti.
Zaman Değil, Dayanıklı Şehir Önemli
Görür, olası bir depremin etkilerini en aza indirmek için zaman tahminlerinden çok, şehirlerin dayanıklılığının artırılması gerektiğini vurguladı:
“Asıl mesele, depremin ne zaman olacağını beklemek değil, Bingöl gibi şehirleri depreme dirençli hale getirmek olmalıdır.”
Yetkililere ve Kamuoyuna Çağrı
Konferansa yoğun katılım gösteren mühendis, mimar ve vatandaşlara hitap eden Prof. Dr. Görür, riskin bilimsel olarak net olduğunu, bu nedenle önlemlerin ertelenmeden hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Görür, özellikle yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin afet yönetimi konusunda daha proaktif olması gerektiğini vurguladı.