Edirne'de 2 yaşındayken lösemi olduğu öğrenilen Ufuktan Ali Çolak, yaklaşık 2 yıl süren tedavisinin ardından sağlığına kavuştu.
Edirne'de 2 yaşındayken lösemi olduğu öğrenilen Ufuktan Ali Çolak, tedavisinin ardından yaşama tutundu.
Kentteki özel bir hastanedeki rutin kontrollerinde çocuklarının lösemi hastası olduğunu öğrenen Çolak ailesi, doktorların tavsiyesiyle 2 yaşındaki Ali'nin tedavisini Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde başlattı.
Minik bedeniyle kemoterapi gören ve ilaç tedavisi uygulanan Ali, yaklaşık 2 yıl süren tedavi süresince ailesinin ve doktorların desteğiyle hastalığı yendi.
Hastane günlerinin ardından evine dönen Ali'nin en büyük hayali ise okula gidebilmek.
Anne Songül Çolak, AA muhabirine, oğluna lösemi teşhisi konulduğunda çok üzüldüklerini ve korktuklarını söyledi.
Oğlunun tedavi sürecinin iyi geçtiğini belirten Çolak, "Uzun bir süre hastanede kalarak kemoterapi almaya başladı oğlum. Durumu düzelmeye başlayınca evden hastaneye gelip giderek tedaviye devam ettik. Kemoterapilerden sonra doktorları Ali'ye ilaç vermeye başladı. Lösemiyi doktorların da desteğiyle hep birlikte yendik." diye konuştu.
Lösemiye karşı ailelerin bilinçlenmesi gerektiğini dile getiren Çolak, şöyle devam etti:
"Biz bu hastalıkla ilk tanıştığımızda oğlumuza bir şey olur diye çok korkmuştuk. Arkadaşlarımıza, tanıdıklarımıza sorarak lösemi hakkında bilgi edinmeye başlamıştık. Löseminin iyileşme oranı yüksek. Bu hastalıkla mücadele edenler korkmasınlar. En büyük destek moral. Aileler çocuklarının arkasında dursunlar. Biz bu hastalığı atlattık, mücadele edenler de atlatacak inşallah."
- "Umudumuzu hiçbir zaman kaybetmedik"
Baba Ufuk Çolak da löseminin sinsi bir hastalık olduğunu ve ailelerin çocuklarını belirli aralıklarla doktor kontrolünden geçirmesi gerektiğini anlattı.
Oğlunun koronavirüs salgını döneminde lösemiyle mücadele ettiğini aktaran Çolak, bu süreçte doktorların ve LÖSEV'in kendilerine destek olduğunu söyledi.
Lösemiye karşı en etkili ilacın moral olduğuna işaret eden Çolak, "Ailelerimizin büyük desteğiyle hem ayakta kaldık hem de bu hastalıkla mücadele ettik. O dönemde evimi ve arabamı satıp çocuğumun sağlığına harcadım. Mal, mülk gelir ancak sağlık her zaman gelmez. Oğlumuzun sağlığı için eşimle omuz omuza verdik, bunu yeneceğini biliyorduk. Umudumuzu hiçbir zaman kaybetmedik." ifadelerini kullandı.