Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türk bilim insanı Prof. Dr. Özsoy, iklim değişikliğinin Antarktika’daki etkilerini anlattı

Prof. Dr. Özsoy, “Karasal buzulların çok ciddi biçimde ana karadan koparak okyanusa entegre olduğunu görüyoruz. Karasal buzlar deniz suyu seviyesini artırma potansiyeli olduğu için çok büyük risk arz ediyor.” dedi.

Bu haberin fotoğrafı yok

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Kutup Araştırmaları Enstitüsü Genel Müdürü Prof. Dr. Burcu Özsoy, Antarktika’da gözlemledikleri değişikliklere ilişkin, “Karasal buzulların çok ciddi biçimde ana karadan koparak okyanusa entegre olduğunu görüyoruz. Deniz buzları belki iklimimizin bel kemiği ve omurgası. Ama karasal buzlar da deniz suyu seviyesini artırma potansiyeli olduğu için çok büyük risk arz ediyor.” dedi.

Türk bilim insanı Prof. Dr. Özsoy, Antarktika ve Arktik bölge üzerindeki çalışmalarına uzanan yolu ve kutuplardaki güncel çalışmaları AA muhabirine anlattı.

Bilim insanı olma yolundaki ilk adımı doktora eğitimi sırasında Antarktika’daki deniz buzlarını çalışarak attığını belirten Özsoy, bu kapsamda bugüne kadar 8 kez Antarktika’ya gittiğini belirtti.

İklim değişikliğinin dünyanın bir gerçeği olduğuna vurgu yapan Özsoy, bu iklim değişikliğinden en fazla kutup bölgelerinin etkilendiğini ifade etti.

Özsoy, ilk çalışmalarını Antarktika’daki deniz buzulları üzerinde yaptığını ve şu an aktif çalışmalarının iki kutup bölgesinde de devam ettiğini belirterek şunları söyledi:

“Çok ciddi bir ekosistem deniz buzlarına bağlı olarak yaşıyor. Aslında iklim sisteminin de temel taşları Antarktika ve Arktik’teki deniz buzları. O dönem yaptığım bilimsel çalışmalar beni bugünlere getirdi. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak da bilimsel çalışmalarımızı Antarktika’ya taşıdık ve bu sene de kısmetse 7’nci Ulusal Antarktika Bilim Seferimizi de icra edeceğiz. Arktik’te de kuzey bölgede iki tane seferimizi tamamlamış bulunmaktayız.”

Özsoy, bilim insanlarının çalışmalarını kutuplarda sürdürmesinin çok önemli olduğuna işaret ederek, özellikle iklim değişikliğinden etkilenen deniz buzulları ya da karasal buzullar başta olmak üzere bir çok çalışmanın “gezegenin karakutusu” olarak nitelendirilen kutuplarda çalışılabileceğini anlattı.

“Arktik deniz buzlarının 3’te 1’i tamamıyla yok oldu”

Kuzey Kutbu’nda yer alan Arktik ve Güney Kutbu’nda yer alan Antarktika arasında birbirinden çok farklı değişimler gözlemlediklerinin altını çizen Özsoy, “Özellikle kuzeyde Arktik deniz buzlarının 3’te 1’inin tamamıyla yok olduğunu görürken, Antarktika’da bu azalmanın daha yeni yeni başladığını görüyoruz.” diye konuştu.

Prof. Dr. Özsoy, Antarktika’daki son durum noktasında Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve ABD Uzay Ajansı (NASA) tarafından gelen güncel görüntülerle de kıtanın son durumunu takip ettiklerini dile getirdi.

İklim değişikliği nedeniyle kutup bölgelerinde yaşanan değişikliklere de değinen Özsoy, “Sadece deniz buzu değil, karasal buzulların da çok ciddi biçimde ana karadan koparak okyanusa entegre olduğunu görüyoruz. Deniz buzları iklimimizin bel kemiği ve omurgası. Ama karasal buzlar da deniz suyu seviyesini artırma potansiyeli olduğu için çok büyük risk arz ediyor.” diye konuştu.

Özsoy, kutup bölgelerindeki bilimsel çalışmalarının sürdüğünü ve Türkiye’nin kısa sürede hızlı yol katettiğini aktararak, şunları kaydetti:

“Kutup bölgelerinde bilimsel çalışma yapan ülkelerin yüzde 40’ı ile aynı seviyelere gelmiş bulunmaktayız. Tabii ki bu bilimsel çalışmaların yelpazesi çok geniş. Hem yer bilimleri hem canlı bilimler olsun, fiziki bilimler olsun, aynı zamanda sosyal bilimlerin de çok ivmeli şekilde değer kazandığını görüyoruz. Çünkü Antarktika’ya baktığınızda hiçbir dünya ülkesine ait değil. Barışa ve bilime adanmış bir kıta ve dolayısıyla sosyal bilimler çok kuvvetli. Arktik’te okyanus bölgesine bakıyoruz, bu deniz buzundan arınmış bölgelerin de ülkeler tarafından bir paylaşımı söz konusu olacak görünüyor. Kutuplar hem sosyal hem de bilimsel anlamda çok kıymetli bölgeler.”